İnsanlık meselesi
Bugün Ortadoğu'da yaşananlar, ne yalnızca bir sınır meselesi, ne de dar anlamda bir güvenlik tartışmasıdır.
'Kürt meselesi', Suriye iç savaşı, terör örgütleri, anayasa tartışmaları ve NATO şemsiyesi altında yürütülen Amerikan politikaları, gerçekte bir insanlık meselesine dönüşmüştür. Çünkü bu coğrafyada olan biten, halkların refahı ya da özgürlüğü için değil, insanların acıları ve kimlikleri üzerinden kurulan bir sömürü ve hegemonya düzeni için kurgulanmaktadır.
Türkiye'nin topraklarına göz diken emperyal odakların asıl niyeti, hiçbir zaman orada yaşayan insanlar olmamıştır.
Ne Kürtler, ne Araplar, ne Türkmenler ne de başka halklar bu projelerin merkezindedir.
Hedefte olan yalnızca çıkar, kontrol ve tahakkümdür. İzlenen yöntem ise değişmemekte.
Yapay dertler üretmek, gerçek acıları istismar etmek, toplumsal ayrışmayı körüklemek, karışıklık çıkarmak ve bu karışıklık üzerinden bölgeyi kendi fiziki ve siyasi idaresi altına almak. Önce ayrışma derinleştirilir, sonra kaos kalıcılaştırılır, nihayetinde "istikrar, demokrasi ve barış" söylemleriyle dış vesayet meşrulaştırılır.
Kürt meselesi yıllar içinde bu büyük oyunda, bilinçli biçimde içeriğinden koparılmış, uluslararası müdahalenin aracı haline getirilmiştir. PKK ve onun uzantısı olan etnik ve siyasi yapıların, silah, mühimmat ve maddi destekle beslenmesi, ne Kürtlerin onurlu bir geleceğini inşa etmiş, ne de bölgeye barış getirmiştir.
Bu yapılar, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında taşeron güçler olarak kullanılmış, bedeli ise yine bölgede yaşayan masum insanlar ödemiştir.
Kısa vadede "ezilen ve yok sayılan Kürtlere toprak kazandırma" söylemi dolaşıma sokulmuş, uzun vadede ise parçalanmış, bağımlı ve kırılgan yapılar hedeflenmiştir.
ABD'nin NATO müttefikliği söyleminin arkasına gizlenerek Suriye'nin kuzeyinde, Irak'ta, Doğu Akdeniz'de ve Türkiye'nin çevresinde kurduğu askeri varlık, bir savunma hattı değil, bir kuşatma stratejisinin parçasıdır.
"Terörle mücadele, insan hakları ve istikrar" kavramları bu düzenin meşruiyet kılıfı haline getirilmiştir.
Emperyalist devletlerin tek bir derdi var, sömürü düzeninin hakim olması.........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Rachel Marsden