menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gebze Cumhuriyet Meydanı ve Atatürk Heykeli

22 1
latest

Bir kentin hafızası, en çok göz hizasında yaşar.

Bellek arşivlerde, kitaplarda ya da yıldönümlerinde değil, insanların her gün yanından geçtiği, durduğu, soluklandığı ve buluştuğu alanlarda canlı kalır.

Bu yüzden meydanlar yalnızca fiziksel boşluklar değil, bir toplumun kendine nereden baktığını, neyi merkezde tuttuğunu ve neyi görünür kıldığını gösteren ortak bilinç mekanlarıdır.

Gebze Cumhuriyet Meydanı tam olarak böylesi bir yerdir.

Bu meydan, yalnızca bir şehir merkezi değil, Cumhuriyet'in kurucu iradesiyle, bu kentin yerel ve manevi hafızasının aynı zeminde buluştuğu nadir alanlardan biridir.

22 Kasım 1985 tarihinde, Gebze Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan ve rahmetli Belediye Başkanı Bülent Atasayan döneminde halkın ve o zamanın siyasetçilerinin katılımıyla açılan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün at üstündeki heykeli, bu meydanın kalbinde yer alır. Ancak bu eser yalnızca bir heykel değildir.

Heykelin alt kaidesinde yer alan kabartma rölyeflerde ise, Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak, İsmet İnönü, Yahya Kaptan figürleriyle birlikte Türkiye haritası içinde işlenmiş Millî Mücadele sahneleri bulunur. Bu yönüyle anıt, tek bir kişiyi değil, bir kurucu kadroyu, bir ortak iradeyi ve bir toplumsal ayağa kalkışı anlatır.

Bu anıtın meydandaki varlığı, halka her gün şunu hatırlatır, bu ülke, bu kentler ve bu meydanlar, bir lütfun değil, bedel ödenmiş bir mücadelenin sonucudur.

Kurucu irade, ancak görünür olduğu sürece kurucudur.

Görünürlükten çekildiği anda inkar edilmiş olmaz, fakat etkisizleştirilir.

Modern zamanlarda değerler yıkılarak değil, yerinden edilerek silinir.

Atatürk'ü Cumhuriyet Meydanı'ndan almak, bir heykeli taşımak değildir.

Bu, kurucu iradeyi halkın gündelik hayatından çekip almak, onu merkezden uzaklaştırmaktır. Merkezden uzaklaştırılan her değer, zamanla hafızadan da uzaklaşır.

........

© Yeni Mesaj