Son gece
“Güller dizildi tepsiye
ama taştan fincan oyulamadı.
Sevdalara doyulamadı.
Giderayak işlerim var bitirilecek,
Giderayak.”
2 Haziran 1963
Gecenin geç bir saatiydi.
Novy Mir dergisinin son sayısını eline alıp televizyonun karşısına geçti adam.
Her zaman yaptığı gibi, son haberleri izlemek istiyordu.
Yarım saat sonra kalktı, saçları saman sarısı kadının yanına gelip ellerinden tuttu:
“Hadi parka gidelim, kestanelerin altına oturalım biraz. Hepsinin çiçekleri açmış” dedi.
Pencereden baktı kadın. Karşı evler kapkaranlıktı. Lambaları yanmıyordu.
Omuzlarına bir şal aldı ve çıplak ayaklarına sabolarını geçirdi.
Birlikte, her zaman gittikleri parka gittiler.
Çiçeklenmiş kestane ağaçlarının altındaki banka oturdular.
“İki yıl daha yaşayacağım” dedi adam kararlılıkla. “Mutlaka yaşayacağım.”
“Sonra tutma beni. Kendimi elden ayaktan düşmüş, bir nimet gibi ölümü bekleyen yaşlı birisi olarak hayal edemiyorum.” Ardından sustu. Bekli kadının tepki vermesini bekliyordu ama kadın yanıt vermedi.
Birden elini yüzüne götürdü ve kendine bir tokat attı.
“Aptalın tekiyim ben. Bu saçmalıklarla bıktırıyorum seni. Bir daha bunlardan konuşursam ne olayım, bahsetmeyeceğim hiç!”
Sustu bir süre. Sonra sordu:
“Söylesene Vera, nasıl ölmek isterdin?”
“Hiçbir şekilde” diye yanıtladı Vera.
“Anlıyorum,” dedi adam gülerek.
“Ama her şeye rağmen olacak bir gün, biliyorsun…” “ Sen çabuk ölümü mü tercih edersin,........
© Yeni Düzen
visit website