menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Erhürman ve Harmancı: Kuzey Kıbrıs Solunda İki Farklı Siyaset Tarzı

9 0
27.10.2025

Kuzey Kıbrıs siyaseti Federasyoncu-Kıbrıslılık ile KKTC’ci-Türklük kutupları arasında ikiye bölünmüştür. Ancak bu geleneksel ayrıma bir de Akıncı’nın 2015 yılında Cumhurbaşkanlığı (CB) seçimlerini kazandığı günden itibaren Patron-Müşteri ilişkilerine karşı kafa tutanlar ile kafa tutmayanlar ayrımı da eklendi. Bu konuda Prof Dr Erol Kaymak ve onun hayati katkılarıyla bir makale kaleme aldık. Birlikte yazdığımız makalenin özetinin belli kısımlarını içinde bulunduğumuz süreçleri netleştirmeye yardımcı olsun diye kaleme almayı uygun gördüm. De facto olarak var olan ama tanınmayan Kuzey Kıbrıs’ın hem ekonomik varlığını hem de askeri güvenliğini sağlayan ülke Türkiye olduğu için Kuzey Kıbrıs’ın patron devleti Türkiye konumundadır. Tanınmayan KKTC’nin tek taraflı şekilde Türkiye’ye bağımlı olması, onu Türkiye’nin her geçen gün daha da fazla uydu devletciği konumuna sokmaktadır.

Kuzey Kıbrıs’ta yer alan “Anavatancı” ve “Şükrancı” kesim için bu durum ciddi bir sorun teşkil etmemektedir. Şükran ve minnet duyguları ile Türkiye’nin patron devlet konumunda olmasını ve ağır alt üst hiyerarşisinde kendilerini konumlamalarına ciddi bir itirazları yoktur. Kuzey Kıbrıs’ın sol kesimi için ama durum böyle değil. Patron-müşteri ilişkilerinin içerdiği katı hiyerarşiye ilk kez açıktan itiraz edip kafa tutan Mustafa Akıncı olmuştur. Denktaş da Annan Planı döneminde Erdoğan’a kafa tutmuştu. Ancak Denktaş’ın bu kafa tutması Akıncı’nın Anavatan-Yavruvatan ilişkilerindeki hiyerarşiyi sorunsallaştırma üzerinden değil de KKTC’nin Annan Planı’na karşı Türklük dünyasındaki bekası ve varlığını sürdürmesi üzerinden olmuştu.

Mustafa Akıncı’nın “biz yavru değiliz kardeş ülkeyiz” üzerinden yürüttüğü ve Kıbrıslılık kimliği üzerinden kafa tutma siyasetini makalemizde “özgürleştirici” olarak değil de “retorik bir kafa tutmak” olarak tanımladık. Çünkü zamanında Başbakanlık yapan Ömer Kalyoncu’nun da dediği gibi “öyle bir devletiz ki bırakın altyapı yatırımlarını yapmayı memurlarımızın maaşlarını dahi ödeyemiyoruz.” Patron-müşteri ilişkisinin ördüğü katı hiyerarşiye karşı “özgürleştirici irade ortaya koymak” ancak uzun vadeye yayılan bir ekonomik, sosyo-politik ve kültürel projelerle mümkün olabilir. Akıncı hiçbir zaman KKTC’nin tek taraflı........

© Yeni Düzen