AVRUPA'NIN DERTLERİNE G7 VE UKRAYNA KONFERANSI BİR UMUT…
Ayrıca, seçim hezimetinden sonra Batılı liderler (Japonya da Küresel Batı’nın bir parçası olarak görülüyor son zamanlarda) İtalya’da G7, İsviçre’de Ukrayna Savaş Konferansı dahilinde bir araya geldiler ve demokratik anlamda hezimete uğramalarına rağmen küresel sistemin işleyişi ve Ukrayna Savaşı hakkında konuştular, mesaj verdiler ve bir duruş sergilediler. Bu durum, ölmedik ayaktayız mesajı olarak algılanmadı, daha ziyadesi ile halklarını memnun edememiş yönetimlerin -ki AP seçimleri Parlamento dağılımından ziyade ulusal düzeyde sorun yarattı- hiçbir şey olmamış gibi küresel sistemde söz söyleme çabası olarak görüldü.
Siyasi hezimet sonrası G7
Aslında Küresel Batı ya da sembolik kurumsal yansıması G7 uzun bir süredir bir meşruiyet krizi yaşadığının farkında. Rusya’nın sürülmesi, çeşitli sektörlerini popülist akımlara oy vermeye iten ekonomik-siyasi-ideolojik duruşa sahip liderlerin lüks tatil beldelerinden Çin’in hegemonik yönelimlerini eleştirmesi filan da bu meşruiyet krizini yatıştırmaya yetmiyor. Bu yüzden G7, Hindistan, Brezilya, BAE -ki bunlar BRICS üyesi- ve Türkiye gibi aktörleri davet edip Küresel Güney’e göz kırpmayı da tercih etti kimi yorumculara göre. Bunun, yani G7’yi neredeyse G20’leştirmenin İtalyan Başbakan Meloni’nin fikri olduğunu söyleyenler de var. Meloni, klasik bir İtalyan-exitçi yani AB’yi yıkalımcı değil bilindiği gibi ama popülist sağın önde gelen siyasetçilerinden biri yani İtalyan’ın avantajına Avrupa’yı eğip bükecek siyasi manevraları, iç ve dış koalisyonları kurmaktan hoşlanan birisi. Göçmen krizini çözmek konusunda geliştirdiği formüller, Avrupa anlaşması çabaları vb çok başarılı olmasa da İtalya’da oyunu artırdı ve son seçimlerde oyunu artıran nadir AB hükümet partilerinden birinin lideri oldu. Komisyon başkanlığı seçiminde de atını doğru yere oynamış görünüyor. Bu nedenle G7 bünyesinde davet almış ülkeler- ki Afrika ülkeleri sadece Küresel Güney’e göz kırpmak için değil, İtalya ve Avrupa’nın kendi Afrika politikası için de önemli aktörler- G7’nin mesajını iletirken yanında görmek istediği aktörler, varlıkları bir tesadüf değil hem G7 ülkeleri hem de AB açısından ortaklıklarına önem atfedilen, ikna edilmek istenilen, başkentler. Bütün bu çabaya rağmen Küresel Batı’nın liberal sistem içerisinde topal ördek olarak görüldüğü gerçeği değişmedi. AP seçimleri de bu tabloyu Batı’nın yaşadığı siyasal kriz üzerinden daha netleştirdi.
AP seçimleri gerçekten değişim dedi mi?
Bu netleşen tablonun bir de öteki yüzü var tabi ki ve bu yüze göre de değişen fazla bir şey yok. AP’de ve Avrupa’da merkezi siyaset (merkez sağ ve sol) hala güçlü. Merkez ile iş tutabilen yeşillerin ve liberallerin içindeki eriyiş yeni değil, 2019 seçimlerinde de görünür hale gelmiş bir düşüş söz konusu. Ve açılan boşluğu da neredeyse son 10 yıldır Avrupa politikasında popülist hareketler dolduruyordu. 2024 AP seçimleri bu anlamda sürpriz değil. Popülist hareketler hem sağ hem sol spektrumda varlar, kendi aralarında AB’nin geleceği ya da dış politika veya güvenlik yönelimleri konusunda ortak değiller, Avrupa’nın geçmişi konusunda da ortak bir........
© Yeni Birlik
visit website