Anahtar Kelimeler (Doğu)
Pusulaya baktığımızda dört ana yön görürüz. Coğrafî olarak konumumuzu ve istikamet olarak yönümüzü bilmek, insan mekân algısında önemli bir işleve sâhiptir. Ancak yönler, bir konum ve istikamet bilgisinden öte sosyal, siyâsî, ekonomik ve kültürel anlamları da taşırlar.
Siyâsî olarak Doğu neresidir, Batı neresidir? Kuzey neden yukarıda, Güney aşağıdadır? Pusulada temel yön, Kuzey olmasına rağmen, Doğu-Batı ekseni neden esas alınır? gibi soruların cevapları yönlerin astronomik anlamından öte, siyâsî içerik taşırlar.
Doğu, güneşin doğması; Batı da güneşin batmasından gelen bir anlama sâhiptir. Ama mesela bugün Türkçe’de de kullandığımız “Avrupa” kelimesi ve liselerimizi genel isim olarak kullandığımız Anadolu kelimesi, dünyâya Yunanca üzerinden bakışın etkisi taşır. Yunanca’da “Evropa”, güneşin batışı; “Anatolia” ise güneşin doğuşu demektir. Yâni üzerinde yaşadığımız topraklar için kullandığımız Anadolu kelimesi, Atina sâhilinde karşı kıyılara bakan bir Yunan’ın kendine göre bu topraklara verdiği isimdir. Bu mantığa göre İtalya için Hırvatistan; Fransa için İtalya “Anadolu’dur. Yunanca’daki “Anatolia” kelimesinin Latince karşılığı “Orient”tir.
Türkçe’de pek eski olmasa da sanki Divân-ı Lûgâti-t Türk’te geçiyormuş gibi benimsediğimiz “oryantasyon” kelimesinin Latince “Doğu” demek olan “Orient”ten geldiğini söylesem, bu iki kelime arasında nasıl bir alâka olduğunu merak edersiniz. “Oryantasyon” kelimesini bir işe, bir okula başlayan kişiye verilen temel bilgilendirme anlamında kullanırız. Bir kurum ile ilgili temel bilgi vermekle “Doğu” arasındaki ilişkide Hristiyanlık etkisi vardır. Hristiyanlık’ta kiliselerin mihrapları İncil’deki “Tanrı ‘ışık olsun’ dedi ve oldu” âyeti (Genesis 1/3) sebebiyle Doğu yönündedir. Bu âyetin geçtiği bölümün adı da “doğuş” veya “yaratılış” demek olan “Genesis”tir.
Edward Said’in çığır açan ve büyük aydınlanma yaşanmasını sağlayan kitabına ismini veren “Oryantalizm”, sâdece bir kitap ismi değil, bir dünya görüşünün ifâdesidir. Güneşin battığı yön olmasına rağmen tüm dünyâyı aydınlatma iddiasıyla sömüren Avrupa, en üst basamağında olduğunu iddia ettiği insanlık merdiveninden baktığında, aşağıdaki her yeri ve herkesi “Doğu” ve “Doğulu” olarak görür. Sâdece görse ve bunu kendine saklasa pek bir önemi yok. Ama bu görüşü, “Doğu” dediği yerlerde yaşayan “Doğulu” dediği insanlara dayatması ve bu insanları kendi gördüğü tek doğruymuş gibi tanımlaması dünyânın başına belâ olan kolonyalizmi ve sömürgeciliği yaşatmıştır. Günümüzde “Doğu” deyince akla gelen bütün bir kavram dünyâsı karşılığını, Avrupa’nın yazdığı kültürel sözlükte bulur. Çinli, Japon, Hintli, Arap, Afgan, Pers, Türk kendi kendini tanımlama hakkından “Beyaz adamın........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin