Yavrucaklarını medreseden alıp mektebe veren anneler
Resmen kapalı olan medreseden, yavrucaklar nasıl alınacaktı ki… Bediüzzamanın; “O şefkatli valide, çocuğunun hayat-ı dünyeviyede tehlikeye girmemesi, istifade ve fayda görmesi için her fedakârlığı nazara alır, onu öyle terbiye eder. ‘Oğlum paşa olsun’ diye bütün malını verir, hafız mektebinden alır, Avrupa’ya gönderir. Fakat o çocuğun hayat-ı ebedîyesi tehlikeye girdiğini düşünmüyor. Ve dünya hapsinden kurtarmaya çalışıyor; Cehennem hapsine düşmemesini nazara almıyor.” Annelere hitap ettiği günlerde dinî tedrisat tamamen yasaktı ve yazıldığı zamanı değil; mektebin Avrupaî tesirlerle ortaya çıktığı 19. yüzyılın başlarından, tartışmanın devam edeceği ahirzamanları kapsıyor.
Bediüzzaman medreseye bedel hafızlık mektebi diyor. Buradaki manayı, Emirdağ’da yine annelere yazdığı mektupta şerhediyor.1 Medreseden maksat, o yavrunun ahiret saadetini de içine alacak bir terbiye ve eğitim ise; yavrularımızın manevî eğitimlerine yardımcı unsurları böyle değerlendirebiliriz. Hatta, bu manaya yaklaştıkça mektebin de medrese olacağını, kısmî demokrasiye geçtiğimiz son on senesindeki mektuplarında bahsediyorlar.
Örgün eğitimle haftanın beş gününde–12 Mart muhtırasından önce altı idi-mektepte olan çocuğuna kavuşamayan anneler, hafta sonlarını beklerlerdi. Kahvaltıdaki birliktelikler, sohbet/ muhabbetle geçen akşamlarda ebeveyn çocuklarıyla ruhen........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein