menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Önce, medrese mi? Anne mi?

6 10
05.12.2025

Âhirzaman’ın tahribatından insanı kurtarsanız da, medrese yoksa insaniyetin hayatiyeti devam etmiyor. Sığınaktan, melce’den veya tahassüngâhtan yoksun ise anne; insanı da, medreseyi de kaybederiz. Zamanın dehşeti buradan geliyor. Global düzeyde ilâhlığını ilân etmiş,–kendince–Allah ile mücadeleye girmiş cereyanların, annelerin dünyasını işgal ettiği zamanımızdan bahsediyoruz.

Bir asır önce annelere veya anne adaylarına şeklen bir hücum vardı: Kıyafet, hürriyet perdesindeki ismetlerine müdahale, israf ile hayatlarını zorlaştırma ve kısmen sefahat… Günümüzün vahşi hücumu, dündeki dönüşümü ehven bıraktı. Kimliğine, bedenine, kimyasına, psikolojisine ve Bediüzzaman’ın tel’in ettiği cereyanlarca tuzağa çekilen kadınlara, dünün kadınlık dünyasının terk ettirilmesi hedefleniyor. Şeytanın komutasında bir araya getirilmişlerin erkeklerle savaşa teşvik edildiklerini görenler; yalnızca “Eyvah diyebiliyorlar…

Anneler için medrese formatını merak edenler de bunun misalini Asr-ı Saadet’te buluyorlar. Hz. Aişe’nin (ra) Efendimizle (asm) evlenmesinin çok hikmetlerinden birisi medrese olmalı. Şiirde, matematikte, belâgatte, hukukta ve hadis ilminde, ümmetin üstadları arasına girmiş Aişe-i Sıddika’nın hayatı, hanımlar için medresenin tâ kendisi olduğundan; bu bahsin müşahhas tarihçesini ilgili araştırmalara bırakıyoruz.

Münafıklarla bazı materyalist şarkiyatçıların; Müslümanların eğitimde, ilim tahsilinde........

© Yeni Asya