menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kürt meselesinin Marksistlere havalesi

9 1
07.11.2025

Birinci Dünya Savaşı’nın neticeleriyle dünya sahnesine çıkan aktörlerle ilgili Said Nursî; devletler ve milletler savaşlarının, yerlerini, insanlığın sosyal sınıflarının mücadelesine bırakacağını söylüyor. Hasis menfaatleri için devletlerdeki farklı damarları ırkçılıkla işleten emperyalist devletlerin yerini, dünya genelinde birbiriyle irtibatlı sınıflar, güçler veya cereyanlar almışlar. Türkiye’nin Şark meselesine de bu zaviyeden bakmak zorundayız.

Yalnızca yakın zamana göz atıp bazı hadiseleri tahlile çalışacağız. Geçmişteki emperyalistlerle Bolşevik ihtilâlcilerin tahrip vazifelerini yüklenmiş Enternasyonalcilerin; Amerika ve İngiltere ordularına sızarak global düzeyde gerçekleştirdikleri devrimler hakikati bilinmeden de, Kürt Meselesinin 1960’lardan itibaren Irak’ta, İran’da ve Türkiye’de kazandığı şekli anlamak mümkün olmayacaktır. Millî devletlerin, küreselleşen emperyalizmin (komünizm veya Troçkizm) “daimî ihtilal” ve “mütemadi savaş” ilkesiyle insanlığı ateşe attıkları dönemde, hürriyet ve demokrasi peşindeki devletler de savunma paktları oluşturmaya yöneleceklerdi. Avrupa’daki çatışmaları durdurmak ve demokrasiyi daimîleştirmek için kurulan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu 1951’de Brüksel’de kurulurken, İslâm ülkeleri dört sene sonra Bağdat’ta CENTO’yu kuracaklardı.

Burada, Türkiye’nin dâhil edildiği NATO’yu unutmamamız lâzım.

Bu ittifakların iki önemli vazifesi vardı:........

© Yeni Asya