Annelerin bir önceki yazımıza serzenişi...
Dünyamızın icadlarla küçülerek köye dönüştüğü, kıtalardaki halkların, başta ilim olmak üzere çok meselelerde ihtilât içinde oldukları ve teknolojinin ziyadesiyle Batı dünyasında olduğu günümüzde, çocuklarımızı Amerika ve Avrupa’daki ileri eğitimlerden mahrum etmemiz; Peygamberimizin (asm) tavsiyelerine aykırı değil mi?
Ümmetinin kuvvetli olmasını isteyen Muallimü’l-Ekber’in (asm); “İlim Çin’de de olsa onu tahsil edin, mü’mininin yitik malıdır,” sözüyle tenakuza düştüğümüzü söylüyorlar.
İtirazlarında haklı olduklarına dair daha birçok hadis-i şerifle birlikte; Selef-i Salihînin kahir ekseriyetinin ilim yolundaki uzun seferleri ve manevî cihadlarını da iddialarına delil bulabilirler. Doğrudur. İlim insanı Yaratıcısına imana yönlendirdiğinde, maksad hayat-ı dünyeviyeden ziyade ebedî hayat olduğunda ve gaye de insaniyete faydalı olmak olunca; varsın hayatlarının son noktalarına kadar dünyamızın geniş kıtalarında ilim peşinde koşsunlar… Annelerin, kendilerini murakabe ve muhasebeye çekmeleri güzel olur. İstatistikî olarak baktığımızda, bilhassa Avrupa ve Amerika’ya ilim için gitmiş yavrularımızın ne kadarı sağlam dönebilmişler. Kaç tanesi iman ve ibadetlerini kaybetmeden dönüp sevgili annelerinin ellerini öpebilmişler… Meselenin zembereği burada… Çevremizde; yakıngeçmişi tedkikle,........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein