İttihad-ı İslam ve stratejik güç birliği
Her yolculukta olduğu gibi, bu sefer yol arkadaşım ve Antalya iline devam edecek olan Necati adında bir beyefendi kişiydi. Kırk yaşlarında olan Necati beyle muhtelif aralıklarla Afyon’a kadar sohbet ettik. Sonunda, çantamda buluna kitabı imzalayarak hediye ettim ve tekrar görüşmek dilekleriyle karşılıklı telefonlarımızı verdik.
Terminalden bizi alan ve Ankara mezunu olan Mehmet Hoca ile sohbet ederek hizmet merkezine ulaştık. Beş katlı hizmet binası gerçekten çok planlı yapılmıştı ve bir hayli öğrenci barınabilecek kapasitedeydi.
Cumartesi akşamı yapılacak olan “İttihad-ı İslâm” konferansına Afyon ile birlikte Eskişehir, Kütahya, Uşak ve bağlı ilçelerinden de gelenlerin, bir de hanım kardeşlerin katılımıyla iki yüz elli civarında kalabalık bir toplantı olmuştu. İki saat süren konferansın sonunda, Bediüzzaman Hazretlerinden yapılan alıntılar ve müjdeli haberler ile hepimiz istifade etmiş ve memnun olmuştuk.
Evet, Bediüzzaman Hazretlerinin ifade ettiği gibi “Bu zamanda en büyük farz vazife İttihad-ı İslâm’dır.” Ancak, İttihad-ı İslâm denilince hemen akla sadece İslâm devletleri arasındaki resmi ittifak anlaşılmamalıdır. Birbiri içindeki daireler gibi, cemaat bünyesindeki ittihattan, İslâmî hizmet cemaatleri, İslâm milletleri ve İslâm devletleri arasına kadar uzanan çok geniş bir ittihat anlaşılmalıdır. Bir İttihad-ı İslâm olması için, öncelikle bahsi geçen ittihatların gerçekleşmesi lâzımdır ki, Müslüman devletleri arasındaki büyük ve resmi ittihat gerçekleşebilsin.
Bediüzzaman Hazretleri, bahsi geçen bu ittihatların nasıl........
© Yeni Asya
visit website