Hukukun iktidardakilerin insafına bırakılması!
Hukukçular, ilk kez 20 Kasım 2018’de tutukluluğun “hak ihlâli” olduğu kararını bildiren, ardından 22 Aralık 2020’de ve 8 Temmuz 2025’te kararını yenileyen AİHM ile AYM kararlarının uygulanmasının “hukukî bir zorunluluk” olduğunu belirtiyorlar.
Aslında yıllardır hapis tutulan seçilmiş siyasetçilere, mağdurlara dayatılan hukuk dışı haksızlıkların giderilmesinin yine iktidardakilerin insafına bırakılması, “otoriter rejim”de Türkiye’nin “hukuk devleti” olması bir yana “yargı devleti” de olmadığını ortaya koyuyor.
Keza muhalefet belediyeleri siyasî operasyonlarında Adlî Tıp’ın ya da cezaevi idaresinin ağır hasta tutukluların hastanede ya da “ev hapsi”yle evinde tedavi görmelerine dair raporları fütursuzca reddetmeleri çarpıklığı açığa çıkarıyor.
SİYASETİN HAK VE HÜRRİYETLERİ GASBI
Asıl çarpık olan tahliye tartışmalarının, daha önce muhalefetin “AİHM ve AYM kararları uygulansın, siyasî mahpuslar serbest bırakılsın” çağrılarını, “Demirtaş teröristtir” tepkisini “AYM’nin kapatılması”na vardıran Bahçeli’nin “uygulanması hayırlara vesile olur” çıkışıyla tetiklenmesi.
Her fırsatta “AİHM ve AYM kararları bizi bağlamaz, karşı........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein