Kutb-u irşâd ve ahirzaman-3
8. ”O büyük zata ihlâs ile yönelen ya da o zatın kendisine yönelip haline teveccüh ettiği kişinin gönlünde bu yöneliş anında bir pencere açılır. O pencere yoluyla bu denizden teveccüh ve ihlâsı nispetinde içip kanar, gönlüne feyz dolar.”1 Hakk’a açılan eller, yönelen kalpler imân nuruyla sahibini yüceltir. Sabır ve tahammül kişiyi maksadına ulaştırır. Bu maksada ulaşanın âleminde huzur ve feyiz pencereleri açılır. Bu yolda hasbî ve samimî olmak gerekir. Çok münekkid ve enaniyetli âlimler ondan istifade edemezken, âmî ve ümmî insanlar allamelerin işini görmüş, en küçüğü büyük evliyaların üzerinde görülmüştür. Otuz Üçüncü Söz pencereleri bu denizden teveccüh ve ihlâsı nisbetinde içip kananlara, gönüllerine feyz dolmasına ayrı bir pencere açar.
9. ”Allah’ı zikretmeye yönelen ve bu zata, inkârından değil de onu tanımadığı için hiç yönelmeyen kişi de bu feyizden istifade eder. Ancak birinci durumdaki feyz, ikinci duruma göre daha fazladır.”2 Nasıl ki “Pek çok zâtlar, yalnız o Zât-ı Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın simasını görmekle, ‘Şu simada yalan yok; şu yüzde hile olamaz’ diyerek îmâna gelmişler”3 aynen öyle de ”Evet, her tarafta, hattâ Hind ve Çin’de ehl-i îmân, bu zamanın çok dehşetli dalaletinin galebesinden; acaba İslâmiyet’te bir hakikatsızlık mı var ki, sarsılmış diye şüpheye ve vesveseye düştüğü vakit birden işitir ki;........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Rachel Marsden