menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Cellat-Âşık-Mağdur açmazında CHP-1

7 25
08.12.2025

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, DEM Partisi’ne çizik atmak niyetiyle dillendirdiği ‘celladına âşık olmak’ mevzusu, hem kendisini hem de partisini zora soktu.

Özel, ‘cellat-âşık’ veya ‘Stockholm Sendromu’ kavramlarını hiç ağzına almamalıydı. Zira bu mevzuda CHP’nin geçmişi ağır bagajlarla dolu.

CHP’nin ‘cellat-âşık’ muhabbeti konulu mazisi, en azından birkaç yazıyı gerekli kılmaktadır. Bugün; CHP ile Kürt etnik kimliği arasındaki cellat-âşık meselesi üzerinde duralım. Sonraki yazılarımız ise; CHP-Aleviler ve CHP-Sol entelektüeller üzerine olsun.

Silahlı eylemler yaptığı dönemde PKK’ya bir hayli sempati duyan CHP yönetimi, silahları yakan bir PKK’dan hiç hazzetmiyor.

O yüzden olsa gerek, Özgür Özel, DEM’cilere karşı içindekini dışa vuran o cümleyi kurdu:

“Herkesi Stockholm sendromuna kapılmamaya, dün elinden zor kurtulduğumuz celladımıza âşık olmamaya davet ediyorum.”

Bu ağır ithamın karşılığı gecikmedi.

DEM Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, Özel’e; “Cellât defterini açacaksak, geçmişi konuşacaksak hepiniz borçlu çıkarsınız. Ana muhalefet partisi, süreç karşıtlarının çekim merkezi olmaya adaysa büyük bir yanlış yapar.” deyiverdi.

Diğer Eşbaşkan Tülay Hatimoğulları da, topa; “Cellâdına âşık olmak ya da Stockholm Sendromu metaforunun bizler için kullanılması en hafif tabiriyle bir akıl tutulmasıdır. Kürt seçmenini, kendi seçmeni gözüyle görmeye çalışanlar yanılır.” diyerek girdi.

Son 2 seçimden dolayı CHP’nin, PKK/HDP/DEM’e hayli borçlu olduğunu bir an için unutan Özgür Özel, baltayı taşa vurdu. Gafını idrak edince; “Bunu DEM Parti siyasetçilerinin üstlerine alınmasına ben üzüldüm.” sözleriyle çark ediverdi. Yerseniz tabi…

CHP ile Kürt sosyolojisi ve siyasî temsilcileri arasında gözardı edilemeyecek öçlükte bir ‘cellat-aşk’ veya ‘Stockholm Sendromu’ vaziyetleri var.

Lakin bu ‘düzeysiz ilişkide’ kimin ‘cellat’, kimin ‘mağdur’; kimin ‘âşık’ ve kimin ‘maşuk’ olduğu, duruma ve zamana göre değişebiliyor.

Cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan ‘Stockholm Sendromu’ vakalarını anlayabilmek için, birkaç önemli olayı hatırlamakta yarar........

© Yeni Ankara