menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Uludere ve Kayseri CHP’nin riyakarlığı

64 0
latest

Uludere ve Kayseri CHP’nin riyakarlığı

ALİ KARAHASANOĞLU

Sezgin Tanrıkulu’nun da samimiyetine inanmıyorum, Sözcü gazetesinin de..

Biri CHP’li. Diğeri CHP’nin destekçisi.

İkisi de Millet İttifakı övücüsü....

Birinci olayda, Sözcü gazetesininin 11 gün öncesindeki sürmanşetindeki gibi, 17 Aralık 2016’da Kayseri’de şehid edilen askerlerimiz, 9 yıl sonra hatırlanıyor.. Şehid istismarı yapılıyor.. 8 yıldır hatırlanmayanlar, kent uzlaşısı yapılırken düşünülmeyenler, şimdi PKK’ya silah bıraktırılırken hatırlanıyor.

Aslında hatırlanmıyor.

İsrail’in sözcülüğü yapılıyor.

Teröristler üzerinden nemalananların sözcülüğü yapılıyor..

Keşke şehidlerimizi gerçekten ansalar. Gerçekten şehidlerimizi 8 yıldır sürmanşetten verseler..

Gerçekten, “belediye başkanlığı koltuğu için, biz şehidlerimizi satmayız” demiş olsalar..

O zaman, “Çizgilerinde zigzag yok” derdim.

Belediye Başkanlığını CHP’li adaylara kazandırmak için, teröristlerle, onların uzantıları ile Kent Uzlaşısı yaparken, hiç sesleri çıkmıyordu..

Ne Dağlıca Karakolu. Ne Aktütün Karakolu. Ne Kayseri, ne Ankara Merasim sokağı.. Ne Dolmabahçe stadı önündeki polislere bombalı saldırı.

Hiçbirisi akıllarında yoktu.

9 yıldır hatırlamadığı Kayseri’deki şehidleri, şimdi tam da PKK’ya silah bıraktırılırken, “Bakın bakın. Bu PKK var ya, bu PKK.. Nasıl kötü bir örgüt, biliyor musunuz.” diyerek, ülkedeki milliyetçileri tahrik ettiler.

Türk milliyetçilerini tahrik etmek isteyenler yalnız mı?

Sadece o tarafta mı, istismarcılar?

Diğer taraf pir-u pak mı?

CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu da, dün kürt milliyetçileri üzerinden aynı operasyonu yaptı. Uludere’de, kaçakcı oldukları halde, terörist zannedilerek yanlışlıkla öldürülen kürt vatandaşlarımız üzerinden tahrikte bulundu.

Belki de, en başta, her şeyden önce, şunu belirtmeliydim..

PKK’nın varlığına ben her ihtimalde itiraz ediyorum. Örgüt kurup, devletin askerine asla kurşun sıkmamalıydılar..

Ne 12 Eylül işkenceleri.

Ne Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki toplu öldürmeler.

Ne de, devletin kusurlu hareketleri ile yaşanılan haksızlıklar.

Hatta devlet içinde yer almış kişilerin, kasti olarak vatandaşa karşı işledikleri suçların, hukuki olarak takibinin yapılmamış olması.. Cezalandırılmamış olması dahi...

Devletin askerine, polisine kurşun sıkılması için bahane edilmemeliydi.. Kim işkence yapmış ise, kim katliam yapmış ise, kim suçluyu hesaba çekmemiş ise, onların yargılanması için hukuki mücadele yapılmalı idi.

Dolayısı ile, PKK’nın eylemlerinin bir........

© Yeni Akit