Laz İsmail’in Kurtuluş Savaşı kahramanlıkları
Yıldırım Koç yazdı…
Laz İsmail, İ.Bilen, Marat, S.Üstüngel, Rasim Davoz, Bostancı, İbrahimov gibi müstear isimler, eski TKP’nin tarihinde çok önemli bir yeri olan İsmail Bilen’e (18 Ekim 1902-18 Kasım 1983) aittir.
İsmail Bilen’in yaşamına ilişkin iki kaynak çok önemlidir. Birincisi, TÜSTAV tarafından 2004 yılında yayımlanan TKP MK Genel Sekreteri İsmail Bilen, Kısa Biyografi kitabıdır. İkincisi, değerli araştırmacı Erden Akbulut’un TKP MK Genel Sekreteri İsmail Bilen, Belgelerle Yaşam Öyküsü (Sosyal Tarih Yayınları, İstanbul, 2020) çalışmasıdır. Erden Akbulut’un çalışmasında, daha önceki biyografiden bazı alıntılar da yapılmıştır.
İsmail Bilen’in Kurtuluş Savaşımıza katkıları konusunda her iki kitapta da yer alan bir bölüm şöyledir:
“Parti özel seksiyonu, Haliç fabrikalarında genç, uyanık, partiye çok yakın işçilerden silahlı bir gerilla ekibi kurdu. Başlarında, Sovyetlerde karşı devrimcilere, ‘Beyaz orduculara’ karşı savaşmış Kürt Süleyman adında bir astsubay vardı. İ.Bilen yoldaş bu grubun içindeydi. 1920 yılının kış aylarıydı. Geyve boğazında bir çarpışma sırasında, 18 yaşında Bilen yaralandı, İstanbul’a döndü, iyileştikten sonra yeniden, çetesiyle, Kandıra-Sakarya boylarında vuruştu. Bu grup, gezginci, akıncıydı. Anadolu’nun bir başından bir başına dalıp çıktılar. Dönüp dolaşıp İstanbul’a geldiler.” (Akbulut,2020;14)
Bu bilgi ancak İsmail Bilen’in anlatımıyla elde edilebilir.
Bu iddiaya göre, 18 Ekim 1902 doğumlu İsmail Bilen, henüz 18 yaşındayken, 1920 yılı kışında çatışmada yaralanıyor, ardından “çetesiyle, Kandıra-Sakarya boylarında vuruşuyor.” Bu çete “gezginci akıncı.” “Anadolu’nun bir başından bir başına dalıp çıkıyorlar” ve “dönüp dolaşıp İstanbul’a geliyorlar.”
Eski TKP’yi oluşturan örgütlenmelerin 1920-1921 yıllarında Kurtuluş Savaşı’na böylesine önemli bir desteğinin olup olmadığı epeyce tartışmalı. Hele 18 yaşındaki bir gencin “Anadolu’nun bir başından bir başına dalıp” çıkması pek inandırıcı gelmedi. 1920 yılının kış ayları, Anadolu’daki mücadelede millici çetelerin düzenli ordunun emir ve kumandası altına alındığı dönemdir. 1920 kışında yaralanıp, tedavi olduktan sonra çete savaşıyla “Anadolu’nun bir başından bir başına dalmak” iddiası tartışmaya açık.
Güvenilir kaynaklara göre, bu yıllarda durum farklı.
Sovyetler’in Ankara’daki görevlilerinden Golman’ın 1922 sonlarındaki bir raporunda şöyle deniyor:
“Hatta komünistler (1920 sonlarında ve 1921 başlarında) Anadolu hareketine paşa grupları arasında bir iktidar kavgası olarak bakıyorlardı. Bütün bildirilerde ve Emek gazetesinin sayfalarında, komünistler bu hareketin içeriğini kişiler arası bir çatışmaya indirgemişlerdi.” (Erden Akbulut-Mete Tunçay, Türk Halk İştirakiyun Fırkası, 1920-1923, gözden geçirilmiş ve genişletilmiş baskı, İletişim Yay., İstanbul, 2016, s.396)
Eski TKP konusunun uzmanlarından biri olan (örgütün önemli kadrolarından) Bilal Şen’in bir tespiti de şöyledir: “Görüldüğü gibi THİF’nin (Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası) yönetimi emperyalist istilaya karşı herhangi bir somut mücadele örneği vermiyor.” (Ersin Tosun (der.), Bilal Şen – Arşiv Çalışmaları, Sosyal Tarih Yay., İstanbul, 2019, s.41)
İsmail Bilen’in,........
© Veryansın TV
visit website