menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hakan Fidan dış politikayı belirleyebilecek mi?

25 0
26.06.2024

Hüseyin Vodinalı yazdı…

ÖNEMLİ NOT: Bu bir AKP içi değerlendirme yazısıdır, kimseyi ‘övme’ amacı gütmemektedir!

1968 Ankara doğumlu.

Kariyerine karacı muhabere astsubay olarak başladı ama daha sonra ordudan ayrılarak yurtdışında yüksek öğrenim ile akademik birikim yaptı.

Maryland Üniversitesi ve Bilkent’te Yüksek lisans ve doktora sonrası, Viyana’da Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nda, Cenevre’de BM Silahsızlanma Enstitüsü’nde ve Londra’da Verification Technologies Research Center’da akademik çalışmalarını sürdürdü.

2003’te, henüz 35 yaşındayken TİKA Başkanlığı’na atandı. TİKA, genel olarak MİT ile bağlantılı/koordineli çalışır.

2008’de Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Yönetim Kurulu üyesi olarak atandı.

2010’da MİT Müsteşarlığı’na atandığında, 42 yaşında TC tarihindeki en genç MİT Müsteşarı unvanına sahip oldu.

Selefi, Büyükelçi Sönmez Köksal’dan sonra MİT dışından gelen (acaba?) ikinci müsteşar olarak da kayıtlara geçti.

AKP döneminin parlak ismi Fidan, ilk günden itibaren ABD ve müttefiklerinin pek de sevmediği bir isim oldu.

İlk olay, 2011’de PKK ile Oslo görüşmelerinin ses kayıtlarının sızdırılmasıydı. Sonrasında gelen Açılım Süreci, verilen tüm şehitlerle ve yıkımlarla, tüm AKP gibi Hakan Fidan’ın özgeçmişinde de muhtemelen unutmak isteyeceği karanlık bir dönemdir. Tıpkı Amerika adına yürütülen Suriye savaşı gibi!

İkincisi ise 2012’de FETÖ ile AKP/Erdoğan arasındaki ayrışmanın başladığı bir dönüm noktasıydı.

Daha sonra FETÖ’den 2 yıl hapis cezası alacak olan İstanbul Başsavcısı Sadrettin Sarıkaya, Fidan’ı KCK operasyonunda şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırmıştı.

Bu, tam da Başbakan Erdoğan’ın ameliyat saatine denk getirilmişti.

Ancak muhtemelen son anda Başbakana ulaşan bu haber ameliyatı erteledi ve Erdoğan devreye girerek bu FETÖ operasyonunu engelledi.

Fidan belli ki ABD ve İsrail tarafından sevilmiyordu.

Hakkında Batı basınında çıkan haberler onun İran’a yakın bir figür olduğuna ima yapıyordu.

Bu tanıdıktı; Uğur Mumcu suikasti sonrası da aynı medya İran’ı hedef göstermişti.

Ama asıl şüpheli, Kukla bir Kürt Devleti kurmanın peşindeki ABD ve İsrail idi.

Fidan, İran veya Amerika’dan çok Erdoğan’a yakın bir isimdi. O ne derse onu yapardı.

Bunun en somut göstergesi, 2013’te Beyaz Saray’da Obama’nın bizzat kendi ağzından çıkan sözlerdi.

ABD Başkanı Obama’nın, Mayıs 2013’te Beyaz Saray’da ağırladığı dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı parmak sallayarak tehdit etmişti.

Kırmızı odadaki akşam yemeğinde Hakan Fidan, Erdoğan’ın hemen solunda oturmuştu.

O görüşmenin detayları Sarraf davası sayesinde........

© Veryansın TV


Get it on Google Play