İstikbalini karanlık görüyor, hepten uykuları kaçıyordu!
Seneler dert üstüne dert, sıkıntı üstüne sıkıntı ilave etmişti. “Hiç kızmam, incitmem” dediği hayat arkadaşını, gözü görmüyordu bile!..
Çalışanlarla, müşteriyle uğraşmak kolay değildi. Hepsi de onları sıkıyor, boğmaya getiriyordu. "Ye iç, gez toz" denilen hayattan oldukça usanmaya başlamışlardı. Evladının mektebi imtihanları, her gün değiştirdiği arkadaşları… oğlan, kız münasebetleri… hanımının keyfî hareketleri, mesuliyetsizliği... İşin aslı; iki arada bir derede kalmış olan Abdullah Bey, fena bocalıyordu. Ticareti, hanımı, evladı ona ağır geliyor, nasıl baş edeceğini kestiremiyor, işin içinden çıkamıyordu. Canından can, kanından kan yavrusu iyi bir insan, hayırlı bir evlat olsun istiyordu ama ne mümkündü! Her taraf tuzak doluydu! “İyi biri olsun” demek ve istemek yetmiyordu.
Seneler dert üstüne dert, sıkıntı üstüne sıkıntı ilave etmişti. “Hiç kızmam, incitmem” dediği hayat arkadaşını, gözü görmüyordu bile. Münakaşalar kavgaya, kavgalar tabak, bardak kırmaya kadar uzamıştı. Ne olmuştu bunlara? Bir şeylerin gerisinde mi kalmışlardı? Devir mi değişmişti, yoksa onlar........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel