Bugün bende bir tuhaflık, farklı bir hâl vardı...
Bazı günler, çocukları mektepten alma İstanbul trafiğinde bir çöl yolculuğu kadar zahmetli geliyordu bana.
Çocuk nedense başka şey sormadı. Bu suâle cevap olarak söylediğim “yabancı” lâfı beni, önce çok düşündürdü, hatta kendime bile kızmama sebep oldu. Biraz tefekkürden sonra anladım ki; Anadolu insanı, Avrupalıların kendilerinden başkalarına “barbar” demeleri gibi, ya da İstanbul'un dışındakilere "taşralı" dememiz gibi her tanımadıkları, bilmediklerine; “bizden, buralardan değil” mânâsında “yabancı” diyorlardı. Benimle konuşmasından mı, yoksa aklına gelenlerden mi ne çocuğun kulakları kızarmıştı. Utandığından mı, çekindiğinden mi tam anlayamamıştım. Ceketinin ön üst cebine sıraladığı boy boy kalemlerin dışarıdan görünen metal kısımları ışıl ışıl parlıyordu. Göğsünün birkaç düğmesini, Erzurumlular gibi açık bırakmıştı. Dudakları bir şeyler mırıldar vaziyette hep kıpırdarken, gözleri dikkatlice gelip geçenleri süzmekte…
Bazı günler, çocukları mektepten alma İstanbul........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein