"Bu kızcağızı çok beğendim gelin edeceğim kendime..."
Rahmetli nenem; âlime bir hanımefendiydi. Bir bakışta kimin ne olduğunu; ferasetiyle anlar, ona göre muamele ederdi. Al giyip allanıyor, Bal yiyip ballanıyor, Ninesinin torunu, Beşikte sallanıyor. Babamın mesleği icabı sık sık köy değiştirmesinden olsa gerek ebeveynlerimiz insan sarrafı olmuşlardı. Hele rahmetli nenem; âlime bir hanımefendiydi. Bir bakışta kimin ne olduğunu; ferasetiyle anlar, ona göre muamele ederdi. Bu kızcağızı çok çok beğenir “seni gelin edeceğim” der dururmuş. Öyle de oldu. - Nasipte olunca… - Evet nasip, kader-kısmet… - Peki, öyle ya; aynı köylü olduğunuza göre tanıyordunuz birbirinizi. Belki de gizli bir aşk… - Doğru, normalde öyle olması lazımdı. Yüzyirmi hanelik bir küçük köy. Herkes en detaylı bir şekilde birbirlerini tanır. Zaaflarını, ekonomik yapılarını, ahlaki durumlarını, hastalıklarını… Daha hususi hâllerini de… Fazla uzatmayayım… Aynı köylü demek; akrabadan da öte birbirini yakinen tanımak demek zaten. Ama müstakbel hayat arkadaşımı hiç tanımıyordum. - Olacak şey değil! - Şaşırmakta........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar