menu_open
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kurumların öngörüleri neden tutmuyor?..

8 17
09.02.2024

Âdettir, her yılın sonunda bir sonraki yıl için beklentiler seslendirilmeye başlar. Ben ise kendi adıma "azıcık sabırlı ol, ortalık aydınlansın" prensibini benimsedim. Çünkü yılın ilk ayını geride bırakmadan, yılın tamamı hakkında fikir üretmenin doğru olmadığını düşünürüm. Daha önceki yazılarımda sizlere birçok riskten bahsetmiş ve bazılarının 2023'ün başından beri süregeldiğini, güçlerini yitirmediğini belirtmiştim. Tekrar etmeyeceğim merak etmeyin. Bu sefer beklentilerin küresel ekonomiye etkilerini tartışacağız. Geçen yıl ABD, Çin ve AB ile alakalı 2024 öngörüleri oldukça kötüydü. ABD ve AB için herkes resesyondan bahsediyor, Çin ile alakalı her rapor âdeta felaket habercisiydi. Hâl böyle olunca herkes buna göre pozisyon aldı. Ekonomide her zaman kabul gören gerçek şudur: Ex-ante beklentiler ile ex-post gerçekleşmeler arasında fark oluştu mu, dalgalanmalar artar. Şöyle tercüme edeyim: Olumlu ya da olumsuz beklentilerimiz ile ortaya çıkan sonuç arasında fark oluşuyorsa, fiyatlama davranışlarında istikrar sağlamak mümkün olmadığı gibi ekonomik faaliyetlerde dengeli bir seyir mümkün olmuyor... Bu sebeple bazen piyasa yapıcısı olan lider firmaların "dur-kalk" yapmaları ya da bir anda yavaşlayıp, bir anda hızlanmaları sebebiyle "akordiyon trafik" adı verilen bir durum oluşur. Hani otobanda trafik sıkışır sonra bir anda açılır ya, neden olduğunu bir türlü anlamayız, işte onun gibi bir durum bu. Bazen tedarik bazen üretimdeki darboğazlar, bazen tüketicinin finansmanı veya lojistikte aksamalar yüzünden hızlanan ve yavaşlayan piyasalar, konjonktürel gelişmeler sebebiyle tarım ve tarım dışı emtiadaki gelişmeler fiyatları dalgalandırmakta, kritik karar alıcıların temkinli davranmasına yol açmaktadır. İşe alımlar ve işten çıkarmalar, büyüme ve kârlılık gibi parametrelerde ortaya çıkan kararsız durumun da sebebi budur. Yani gelişmelere lüzumundan fazla ya da az bir anlam yüklememek lazım. Sadece dikkatli olun, küresel finans kuruluşlarının yazdığı her rapora inanmayın. Zaten gelişmekte olan ülkelerle ilgili analizleri hiçbir zaman isabet sağlamıyor. Aynı isabetsizliğin gelişmiş ülkelere sirayet ettiğini de görüyorum. Şimdi meselenin temeline inelim: Matematikle arası iyi olan analist gruplarının yaklaşımları hem bilgisayarlarındaki hem de akıllarındaki ezberlenmiş ve son 20 yılda fazla bir değişikliğe uğramamış algoritmalara dayanıyor. Mesela çekirdek ailenin 4 kişi kabul edilmesi, nüfus artışı, göç oranları, enflasyon sepeti, evlenme-boşanma oranları, işsizlik tarifleri, gelir kaynakları bile, şaşırtıcı şekilde bir önceki yüzyıla ait yaklaşımları taşıyor.........

© Türkiye


Get it on Google Play