menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ruhun şad olsun "Yavuz Ağa"...

21 0
01.10.2025

Çok üzgünüm… Yavuz Ağa da Hakk’ın rahmetine kavuştu... Kendisini çok küçük yaşlarda tanıdım. Aramızda her zaman bir baba kız, bir ağabey kız kardeş hukuku vardı. Öyle ki “Türkistan Türkistan” adlı eserini bir çırpıda okuyunca kendisine bir mektup yazmıştım. Sinema Yönetmeni Sinan Çetin ile yaptığı bir seyahatte o vakitler Sovyet işgali altında bulunan bütün Türkistan coğrafyasını gezip bu eseri kaleme almıştı. Zaten büyük bir özlemle dile getirdiği şiirlerinde Azerbaycan başta olmak üzere bütün Türkistan topraklarını bir uçtan bir uca geziniyorduk. “Türkistan Türkistan” kitabını da yine o muhteşem şiirsel ve destansı üslubuyla yazmıştı. Hiç beklemediğim bir anda annem elime bir mektup tutuşturdu. Yazdığım mektuba cevap yazmıştı Yavuz Bülent Bâkiler. Mektup tam dört sayfa uzunluğunda ve bir babanın küçük kızına verdiği nasihatle doluydu. O mektubu hâlâ saklıyorum ancak binlerce kitabın olduğu kütüphanemizde nereye koyduğumu hatırlayamadım. Bir gün sırf o mektubu bulmak için her kitabı tek tek elden geçirmem icap edecek. Önce uzun uzun yoğun işlerinden söz etmişti. Yanlış hatırlamıyorsam o yıllarda Kültür Bakanlığı’nda müsteşar yardımcısı idi. Türkiye’yi gezdiğini, her şehirde söyleşiler yaptığını anlatıyordu. Mektubun sonunda ise hiç unutmadığım şu sözleri yazmıştı: “Meryem, bu kitap senin gibi bir ablanın eline nasıl geçti? Bu kitabı bu kadar genç bir ablanın okuması beni nasıl........

© Türkiye