menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

UNİTER DEVLET, VATANDAŞLIK TEMELLİ MİLLET VE BÖLÜCÜ SLOGAN OLAN: “TÜRKT​E BİZİZ, KÜRTTE BİZİZ, HEPİMİZ TÜRK MİLLETİYİZ” ELEŞTİRİSİ

9 0
18.12.2025

Modern üniter devletler, ulusal birliği sağlamak için vatandaşlık temelli millet anlayışına dayanır (Anderson, 1983). Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 66. maddesi de bu ilkeyi net bir biçimde ortaya koyar: “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” (Republic of Turkey, 1982). Bu bağlamda, toplumda kullanılan her türlü slogan ve söylem, anayasal ilkelerle uyumlu olmalıdır. Ancak, “Türkte biziz, Kürtte biziz, hepimiz Türk milletiyiz” sloganı, yüzeyde birleştirici görünse de, ilk iki bölümünde yer alan etnik vurgular nedeniyle bilinçaltında ayrıştırıcı bir etki yaratır (Yeğen, 2004).

Slogan, bireyleri etnik kimlikleri üzerinden öne çıkarırken, anayasal olarak tanımlanan ortak vatandaşlık bağını göz ardı eder (Öktem, 2017). Bu durum, toplumsal uyum ve ulusal bütünlüğü zedeleyebilecek bir söylem yapısı ortaya koyar. Modern devletlerde ulusal kimlik, hukuki vatandaşlık çerçevesinde tanımlandığı için, etnik referanslar kamusal alanda dikkatle kullanılmalıdır (Keyman, 2011).

Anayasal ve Hukuki Çerçeve

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 66. maddesi, millet tanımını vatandaşlık temelinde yapar ve etnik kimlikleri dışlar (Republic of Turkey, 1982). Bu anayasal düzenleme, bireyler arasında eşitlik ve ulusal birliği sağlamak amacı taşır (Öktem, 2017). Anayasa Mahkemesi içtihatları da bu anlayışı teyit eder; mahkeme, maddenin etnik kimlikler üzerinden ayrım yapmadığını ve tüm vatandaşların eşit ulusal kimlik çerçevesinde değerlendirildiğini belirtir (Yeğen, 2004).

Hukuki perspektiften, sloganın ilk iki bölümü etnik farklılıkları ön plana çıkardığı için anayasal ilkeye aykırıdır (Gülalp, 2006). Üniter devlet anlayışında, vatandaşlık bağı temel alınarak oluşturulan ulusal kimlik, tüm etnik ve dini farklılıkları kapsayan bir üst kimliktir (Kadioglu, 1998). Dolayısıyla devlet söylemlerinde ve kamusal alan dilinde etnik referansların siyasi veya toplumsal amaçla öne çıkarılması uygun değildir.

Siyasi hukuk literatürü, ulus devletlerde ulusal birliğin korunmasının, vatandaşlık temelli söylemlerle mümkün olduğunu vurgular (Keyman, 2011). Etnik vurgu taşıyan sloganlar, anayasal çerçeveyi zayıflatır ve toplumsal çatışma riskini artırır. Bu nedenle devlet ve sivil toplum söylemleri, anayasal eşitlik ilkesine uygun olmalıdır (Öktem, 2017).

Özetle, hukuki analiz, sloganın anayasal ilkelere aykırı ve bölücü olduğunu ortaya koyar. Üniter devletin temel ilkesi, vatandaşlık bağı üzerinden oluşturulan ulusal birliktir ve bu çerçevede yalnızca “Hepimiz Türk milletiyiz” gibi ifadeler kabul edilebilir (Anderson, 1983; Yeğen, 2004).

Sosyolojik ve Psikolojik Boyut

Sosyolojik açıdan, etnik vurgular toplumsal gruplar arasında “biz ve onlar” algısını güçlendirebilir (Gülalp, 2006). Sosyal psikoloji literatürü, grup kimliğinin bilinçaltındaki etkilerini inceler ve etnik kimlikleri öne çıkaran söylemlerin toplumsal uyumu zayıflatabileceğini belirtir (Kadioglu, 1998). Bu açıdan slogan, görünürde birleşmeyi ifade etse de, bilinçaltında ayrıştırıcı bir etki yaratır.

Toplumsal yapı açısından, farklı etnik grupların tarihsel ve kültürel geçmişi, vatandaşlık temelinde birleşmelidir (Yeğen, 2004). Slogan, bireylerin kendi kimliklerini ulus yerine alt gruplar çerçevesinde tanımlamasına yol açabilir. Bu durum, ortak ulusal kimliği zayıflatır ve toplumsal dayanışmayı azaltır (Keyman, 2011).

Psikolojik literatür, etnik vurgu taşıyan söylemlerin bireylerin aidiyet duygusunu etkilediğini göstermektedir (Conrad‑Bradshaw, 2025). Bireyler, slogan aracılığıyla kendi etnik gruplarını öne çıkarırken, ulusal birlik ve vatandaşlık bilincini göz ardı edebilirler. Bu durum, sosyal çatışma riskini artırır ve toplumsal uyum üzerinde olumsuz etkiler yaratır (Öktem, 2017).

Sosyolojik........

© Turkish Forum