İSMET İNÖNÜ’NÜN TARİHSEL ROLÜ:
ULUSAL KURTULUŞ, KARŞI DEVRİM VE BAĞIMLILAŞMA EKSENİNDE “İKİ İNÖNÜ”
Sefa Yürükel
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en tartışmalı siyasal figürlerinden biri olan İsmet İnönü, hem Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın askeri ve diplomatik mimarlarından biri olarak, hem de Cumhuriyet’in erken ve orta dönemlerinde izlediği politikalar nedeniyle derin bir tarihsel ikiliği temsil eder. Bu ikilik, yalnızca kişisel bir dönüşüm değil, aynı zamanda Türkiye’nin emperyalizmle ilişkilerinde, sınıfsal yönelimlerinde ve devlet aklının yeniden yapılandırılmasında yaşanan kırılmaların bir yansımasıdır. Bu bağlamda literatürde sıklıkla ifade edilen “iki İsmet İnönü” kavramsallaştırması, tarihsel analiz için işlevsel bir çerçeve sunmaktadır.
Birinci İnönü, emperyalist işgale karşı yürütülen Kurtuluş Savaşı’nın askeri komutanı ve Lozan Barışı’nın baş müzakerecisi olarak, anti-emperyalist bir ulusal direnişin sembol isimlerinden biridir. Bu dönemde İnönü’nün siyasal çizgisi, Mustafa Kemal önderliğinde şekillenen ulusal egemenlik, tam bağımsızlık ve halkçı-devletçi kalkınma perspektifiyle büyük ölçüde örtüşmektedir. Özellikle Lozan’da kapitülasyonların kaldırılması konusundaki ısrarı, bu dönemin tarihsel önemini ortaya koymaktadır.
İkinci İnönü ise, II. Dünya Savaşı sonrası uluslararası sistemin yeniden yapılanması sürecinde, Türkiye’yi ABD merkezli emperyalist blok içine dahil eden, çok partili yaşama geçişi dış baskılar altında yöneten ve devletin ideolojik yönelimini köklü biçimde dönüştüren bir siyasal aktör olarak karşımıza çıkar. Bu dönemde izlenen politikalar, ulusal bağımsızlık anlayışından uzaklaşma ve Batı’ya eklemlenme olarak değerlendirilmiştir.
Bu bağlamda İnönü’nün tarihsel rolü, yalnızca bireysel tercihlerle değil, Türkiye burjuvazisinin gelişimi, emperyalist sistemin yapısal baskıları ve Soğuk Savaş koşullarında şekillenen yeni devlet aklıyla birlikte değerlendirilmelidir.
KURTULUŞ SAVAŞI VE “BİRİNCİ İNÖNÜ”: ULUSAL BAĞIMSIZLIKÇI DEVLET AKLI
İsmet İnönü’nün Kurtuluş Savaşı’ndaki rolü, askeri ve diplomatik alanlarda belirleyici olmuştur. Batı Cephesi Komutanı olarak yürüttüğü görev, özellikle düzenli ordunun kuruluş sürecinde kritik bir işlev görmüştür. İnönü Savaşları, askeri sonuçlarının ötesinde, Ankara Hükümeti’nin meşruiyetini pekiştiren ve ulusal direnişi siyasal bir iktidar alternatifi haline getiren gelişmeler olarak değerlendirilmelidir.
Bu dönemde İnönü’nün siyasal duruşu, açık biçimde anti-emperyalist bir karakter taşımaktadır. Sevr Anlaşması’nın reddi, Misak-ı Milli hedefleri doğrultusunda yürütülen diplomasi ve ulusal egemenliğin vurgulanması, İnönü’nün Mustafa Kemal ile birlikte hareket ettiği temel ilkeler arasındadır. Lozan Barış Konferansı’ndaki tutumu, bu çizginin en somut göstergesidir.
Lozan’da kapitülasyonların kesin biçimde kaldırılması konusunda gösterilen direnç, İnönü’nün ulusal bağımsızlık anlayışını ortaya koymaktadır. Batılı........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar