menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ekrandaki Entrikalar: Türk Dizilerinin Toplumsal ve Ahlaki Yapı Üzerindeki Etkileri

8 0
18.12.2025

Kültürel ürünler yalnızca estetik ya da eğlence amaçlı metinler değildir; toplumsal değerlerin, normların ve ideolojilerin yeniden üretildiği güçlü araçlardır. Televizyon dizileri, bu kültürel aktarımın en yaygın ve etkili biçimlerinden biri olarak geniş kitlelere ulaşmaktadır. Türkiye’de son yıllarda üretilen ve yaygın biçimde izlenen diziler, toplumsal hayatın merkezî unsurlarını temsil etme iddiasıyla sunulmakta; ancak bu temsil biçimleri çoğu zaman etik, hukuki ve insani değerlerle ciddi bir gerilim içindedir.

Modern kitle iletişim kuramları, medyanın bireylerin dünya algısını biçimlendirme gücüne dikkat çeker¹. Tekrar eden anlatılar yoluyla sunulan davranış kalıpları, izleyicide “normal” ve “meşru” olanın sınırlarını yeniden tanımlar. Türk dizilerinde sıklıkla yer verilen entrika, şiddet, hukuksuzluk ve güç ilişkileri bu bağlamda salt kurgu olarak değerlendirilemez.

Bu yapımların önemli bir bölümü, aile kurumunu çatışma ve çıkar ilişkileri üzerinden tanımlamakta; sevgi, sadakat ve emeği değersizleştirmektedir. Aile içi ilişkilerde ihanetin sıradanlaştırılması, çocukların ve gençlerin ahlaki referans noktalarını zayıflatmaktadır. Bu durum, toplumsal çözülmenin kültürel zeminde yeniden üretilmesine yol açmaktadır.

Dizilerde sunulan erkek egemen ve feodal yapıların romantize edilmesi, modern hukuk devleti anlayışıyla çelişen bir zihniyetin normalleşmesine neden olmaktadır. Devlet dışı güç odaklarının meşru ve etkili aktörler gibi sunulması, hukukun üstünlüğü ilkesini görünmez kılmaktadır.

Aile Kurumunun Temsili ve Ahlaki Aşınma

Aile, toplumsal yapının en temel kurumlarından biridir ve değer aktarımının ana mekânıdır². Güncel Türk dizilerinde ise aile çoğunlukla çatışma, ihanet ve çıkar ilişkileri üzerinden kurgulanmaktadır. Bu anlatılar, aileyi güven ve dayanışma alanı olmaktan çıkararak sürekli bir kriz mekânına dönüştürmektedir.

Ebeveyn-çocuk ilişkileri sıklıkla manipülasyon ve baskı üzerinden şekillendirilmektedir. Sevgi yerine otorite, iletişim yerine korku........

© Turkish Forum