menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Devlet Kapasitesinin Aşınması, Siyasal Kültür Yoksunluğu ve Toplumsal Çözülme: Türkiye Örneği

7 0
24.12.2025

Modern devlet, hukuki düzeni tesis eden, kamusal otoriteyi meşru araçlarla kullanan ve toplumsal barışı sağlayan kurumsal bir yapıdır. Devletin bu işlevlerini yerine getirebilmesi, yalnızca teknik kapasiteye değil, onu yöneten siyasal aktörlerin devlet fikrine ve yönetme kültürüne sahip olmasına bağlıdır.

Devletin zayıfladığı, geri çekildiği ya da bilinçli biçimde işlevsizleştirildiği toplumsal yapılarda organize suçlar, yasa dışı ağlar ve gayriresmî otoriteler güç kazanmaktadır. Bu olgu, adli vakaların artışı, hukuka olan güvenin çöküşü ve bireysel şiddetin meşrulaşmasıyla birlikte seyretmektedir.

Siyasal iktidarın niteliği, devletin kurumsal bütünlüğü üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Devleti kamusal bir düzen kurumu olarak değil, ele geçirilmiş bir ganimet ya da ideolojik olarak yok edilmesi gereken bir günah olarak gören siyasal anlayışlar, devlet kapasitesini bilinçli biçimde aşındırmaktadır.

Türkiye’de siyasal iktidarı belirleyen İslamcı yapıların önemli bir bölümü, modern devlet geleneği ve uygar yönetme kültüründen yoksun bir zihniyet üretmiştir. Bu zihniyet, devleti ele geçirilmiş bir araç olarak görmekte, kurumsal devamlılığı değil, ideolojik tahakkümü esas almaktadır.

Devlet Kapasitesinin Aşınması ve Düzen Dışı Yapıların Güçlenmesi

Devlet kapasitesi, kamusal düzenin sürdürülebilmesi için vazgeçilmez bir unsurdur. Bu kapasitenin zayıflatılması, kamu otoritesinin boşluklar üretmesine ve bu boşlukların yasa dışı aktörler tarafından doldurulmasına neden olur.

Organize suç örgütleri ve mafyatik yapılar, devletin bilinçli biçimde geri çekildiği ya da işlevsizleştirildiği alanlarda hızla kurumsallaşmaktadır. Bu durum, devletin şiddet tekeli iddiasını fiilen geçersiz hale getirmektedir.

Adli vakalardaki artış, yalnızca suç oranlarının yükselmesini değil, devletin adalet üretme yeteneğine duyulan güvenin çökmesini de yansıtır. Hukuk, bağlayıcı bir norm olmaktan çıkarak siyasal iktidarın keyfi bir aracına dönüşmektedir.

Meşru müdafaa kavramı, hukuki çerçevesini kaybederek bireysel........

© Turkish Forum