menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kim kimdir? Kim, kim değildir?

62 10
04.07.2024

Merhum şair Abdurrahim Karakoç “Müzelik Şiir” isimli eserinin bir bölümünde şöyle diyordu.

“Güvenmek aldanmaktır… ölçü-tartı izafî
Mert-namert, güzel-çirkin, eksi-artı izafî
Çoğunun cebindeki kimlik kartı izafî
Kim kimdir? Kim kim değil? Anlamak ve bilmek zor
Oynanan komediye gül diyorlar, gülmek zor.”

Bu durum inanın hayatımızın her anında artık karşımıza çıkıyor. Bu durum karşısında hassasiyeti, duyarlılığı olan herkes gerçekten zorlanıyor. Gerçekleri, doğruları mı dile getirelim, yoksa yalana, yanlışa itirazsız inanalım mı? Çünkü herkesin kabullendiği gerçek şu ki; yalan söyleyen, iftira atan, aldatan, kandıran yol alıyor, doğruyu, gerçeği söyleyenler nefes bile alamıyor. Toplumun birçok kesiminde bu manzara var ve bu durum artık kemikleşmiş bir vaziyet aldı.

Hüseyin Nihal Atsız bile yıllar önce adeta bugünü tarif ederek “Fahişeler vardır, namustan bahseder. Kanaatini ve kalemini satmışlar vardır, vicdandan dem vurur. Vurguncular vardır ağızlarından fazilet sözü düşmez. Çifte pasaportlular vardır, vatan diye haykırır. Palikaryalar vardır, kahramanlık iddia eder. Bazı iyi niyet sahipleri de bunların hepsine inanır . Gel de bu insanların arasında huzur içinde yaşa.” demiştir…

Aslında bu manzara dünün kendi şartlarında vardı. Bugünün de kendi şartlarında çoğalarak ilerlemekte… Hele siyasette, hele o menfaat âleminde şairin dediği gibi manzara: “Kim kimdir? Kim kim değil? Anlamak ve bilmek zor”

İdeolojiler, kavramlar birbirine karışmış, kimlikler değiş tokuş olmuş… Kim Milliyetçi, kim Ülkücü, kim Devrimci, kim Solcu, kim İslamcı, kim liberal, kim kapitalist, kim Cumhuriyetçi, kim Atatürkçü? Herkes maskeli… Ruh başka yerde, beden ayrı yerde!

Dün........

© Türkgün


Get it on Google Play