Bunlara soru sorsanız anında kekemeye dönerler!
Cemil Meriç, “Mağaradakiler” kitabında “Düşünmek savaşmaktır. Bir nesil uğruna, bir millet uğruna, bir medeniyet uğruna savaşmak.” cümlesiyle düşünmenin anlamlı boyutuna işaret eder.
Yaşanan olaylar ve yaşanacak gelişmeler karşısında Türk milletinin varlığını, birliğini ve geleceğini düşünen MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin vizyonu onu Cemil Meriç’in tarif ettiği savaşın içinde bulundurmaktadır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Yusuf Has Hacib’in sözündeki “Sözün, gözsüzlere göz olsun” misali, 1 Ekim 2024 tarihinde TBMM’nin 28’inci Dönem 3’üncü Yasama Yılı’nın hem ilk grup toplantısında “İç cepheyi güçlü tutma” temalı “Sarsılmaya çalışılan iç cephemizdir, buna izin veremeyiz, vermeyeceğiz. Dağıtılmak istenen sapasağlam birliğimiz ve dirliğimizdir, buna göz yumamayız, yummayacağız.” diyerek konuşmayla başlamış ve ilerleyen günlerde sık sık bu hali devam ettirmişti. İç cepheyi güçlü tutma çağrısı, elbette aynı zamanda dış cepheden gelebilecek saldırılara da dikkat çekme çabasıdır. İsrail’in bölgede Gazze, Yemen, Suriye, Lübnan ve İran’a yönelik kanlı saldırıları, Irak’ın kuzeyindeki Barzani-Talabani odaklı gelişmeler, ABD’nin Suriye’de sözde Kürdistan’ın bir parçasını kurma çabaları… Bu manzaraya hangi cepheden bakarsanız bakın direkt Türkiye’yi ilgilendirmektedir. Suriye’deki son gelişmelere bakın, mesele Suriye’nin iç meselesi değil, bu mesele bizzat ABD’nin, Rusya’nın, İran’ın, İsrail’in, Irak’ın ve Türkiye’nin denklemde var olduğu bir durum söz konusudur. Bilinen tabirle “Türkiye’nin etrafı ateş çemberi” dersek yanlış olmaz. Tüm gelişmeler gösteriyor ki, bölgede tansiyon giderek aratacak… İşte tüm bunların farkında olan MHP Lideri Devlet Bahçeli “iç cepheyi güçlü tutma” odaklı bazı çağrılarda bulundu ve adımlar attı. Türkiye’de sürekli etnik fitne üreten ve bölücülük yapan DEM’e “Gelin Türkiye partisi olun, gelin teröre cephe alın” çağrısı ve bu DEM’in “Bizim irademizi belirliyor” dediği teröristbaşı Öcalan’a “Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykır” çağrısı iki aydır Türkiye’nin ana gündemi oldu. Bu çağrılar hem DEM’in terör örgütü PKK’ya hizmet ettiğini tescillediği gibi hem de DEM’in teröristbaşı Öcalan ile yüzleşme çağrısıyla refleksinin tıkandığını görüyoruz. MHP Lideri Devlet Bahçeli meselenin terör odaklı olduğunu üstüne basa basa vurgulamaktadır. Terör meselesine “Kürt Sorunu” kılıfı giydirmeye çalışanların da emperyalizmin kuklası olduğunu ifade etmektedir.
Bu çağrılar üzerine DEM bile ne yapacağını bilemez noktaya gelmişken, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin bu çağrılarına cinnet geçirmiş gibi tepki gösterenler de başta CHP ve onların siyasi kuyrukları olmuştur. Kasaptan et, sarraftan altın istenir, attan koşması, kuştan uçması, balıktan yüzmesi beklenir. DEM’den de doğal olarak teröre cephe alması, teröristbaşı Öcalan’dan da kurduğu terör örgütü PKK’yı lağvetmesi istenirken, CHP ve kuyrukları neden bu çağrılara şiddetle karşı çıkıyorlar?
Aslında CHP’nin kaşı-gözü ayrı oynayan, gelip-geçici Genel........
© Türkgün
visit website