menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ecevit, Avcıoğlu, CHP ve adaylık yarışı

149 8
08.11.2024

Diğer

08 Kasım 2024

Türk Solu’nun iki önemli ismi, Yön Hareketi’nin kurucusu Doğan Avcıoğlu’nun 4 Kasım’da ve eski Başbakan Bülent Ecevit’in 5 Kasım’da ölüm yıldönümü anmaları vardı, bu hafta içinde.

Avcıoğlu, yaşamı boyunca ülkedeki kalkınmanın Kemalist-Sosyalizm üzerinden gerçekleşeceği tezini savundu. Kemalizm üzerinden savunduğu fikirlerinde zaman zaman ağır eleştirilerin hedefi oldu.

Yine de “sol aydın” konumuyla fikirlerini ölünceye değin seslendirmekten geri kalmadı. “Türkiye Düzeni / Dün, Bugün, Yarın” adlı iki ciltlik eserinde bu coğrafyada nefes alan toplumun refah düzeyinin yükseltilmesi hakkında önemli tespitler ve kavramlara yer verdi.

Avcıoğlu’nun yazılarını buraya sığdırmak elbette mümkün değil.

Ancak 1980’de yayımlanan “Anglosaksonlar Açısından Türkiye’de Parlamentoculuk, Devrim ve Demokrasi Üzerine” adlı kitabından küçük bir alıntı yaptım:

Türkiye gibi azgelişmiş ülkeler kalkınabilmek için köklü bir düzen değişikliğine ve devrimci atılımlara muhtaçtır. Bu nedenle, devrimciliği değil, tutuculuğu kolaylaştıran parlamenter sistem, kalkınma çabasındaki ülkeler için elverişli bir sistem değildir” tespitini yaptı. (S. 364, Tekin Yayınevi)

Hareketinin adıyla yayımladığı Yön Dergisi’nin 1966’daki 158. sayısında Avcıoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Seçmenler, egemen zümrelerin ekonomik ve ideolojik baskısı ile aşiret, ırk, mezhep bağlarının tutucu etkilerden kurtulabilmiş ve sınıf çıkarlarını az çok görebilecek duruma gelebilmiş olsaydılar, hiç şüphe yok, genel oy batıdaki gibi ilerici bir rol oynayacaktı. Ama yalnız Türkiye değil, azgelişmiş ülkelerin çoğunda durum bu değildir. Anonim şirket, nasıl yönetimde sıfır olan küçük hissedarlar sayesinde az sayıda kapitalistin sınırlı sermaye ile diktatörlüğüne yol açıyorsa, yarı feodal bir sosyal yapı içinde de, batı politik sistemi ağa ve eşrafın oy paketleriyle politik hayatta ağır basmasını sağlamaktadır.”

Eski Başbakan Bülent Ecevit ise, 1974 – 2002 arasında hem CHP’de hem de DSP’de dört kez başbakanlık yaptı.

Sol aydın olarak elinden geldiğince halkı aydınlatmaya çabaladı, kimi zaman başardı. Bazen emeklerinin boşa gittiğini görse de yazmaktan geri durmadı.

Avcıoğlu’nda olduğu gibi Ecevit külliyatını da Büyüteç’e taşımak mümkün değil.

Buna karşın, Ulus gazetesinde 5 Eylül 1960’ta yayımlanan “Devrimcilik ve Doktrin” adlı yazısını çok uzun olmadığı için aynı biçimiyle buraya taşıdım:

“İlkeler, davranışlarda, hareketlerde bağlı kalınan değişmez temel kurallardır. Devrim de süratli, temelli değişmedir. Cumhuriyet Halk Partisinin ilkelerinden biri devrimcilik olduğuna göre, C.H.P., süratli, temelli değişmeye süreklilik katıyor, yani sürekli, süratli, temelli değişmeyi, değişmez, temel kural olarak benimsiyor demektir.

Değişmenin değişmez kural sayılışı... Temelli değişmenin temel olarak alınışı... İlk bakışta belki bunda bir çelişme var gibi görünür.

Ama sürekli değişme, hayatın da bir değişmez kuralıdır. Hayatın bu değişmez kuralı ile bağdaşabilmek için hayat gibi sürekli değişebilir olmalıdır.

Denebilir ki sürekli değişmeyi değişmez kural edinince, devlete nasıl yön, topluma nasıl düzen verilir?

«Güneş her gün yenidir» demiş, Heraklitüs;

«Bir ırmağa iki kez dalamazsın, çünkü suyu hep yenilenir», demiş.

Böylece doğadaki sürekli derişmeyi belirtmiş.

Ama, «her gün yeni» olan güneşin belirli bir yürüyüş düzeni vardır; suyu hep yenilenen ırmağın belirli bir yönde akışı........

© T24


Get it on Google Play