menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Basamak basamak dil meseleleri

25 0
19.11.2025

Diğer

19 Kasım 2025

Bizim toplumda ve bildiğim kadarıyla Fransa, Norveç gibi başka bazı ülkelerde güncel dil sorunları dönem dönem popüler oluyor. Bazen bir dilbilimci, sözlü ya da yazılı medyada düzenli aralıklarla belirli noktalara dikkat çekiyor, bilgi veriyor vb. Söylemesi ayıp, benim de bir dönem epey uğraştığım ve üç başvuru kaynağı halinde kitaplaştırdığım yazılar böyledir.

İlginç olan, popüler dil ilgisinin bazen şehir efsaneleri doğurması ve köşe yazarları dahil, dilci olmayanların da zaman zaman o efsanelerin etrafında dönüp dolaşmaları.

Bir bakıma, kaş yapayım derken göz çıkaran bir olgu bu. En iyi niyetlerle de olsa şehir efsanelerini kimlerin yinelediğini gördükçe, durumun düşünsel hayatımızdaki çıkmazlarla bağlantılı olabileceğini düşünmeden edemiyorum, özellikle söze “dilin katledilmesi”, “dilin / insanların bozulması, yozlaşması, çürümesi”nden başlayıp “cehalet”inden devam ederek işi milliyetçiliğe bağlayanlara rastlayınca. Sanırsınız ki insan toplumları şimdiye kadar hep ermişlerden oluşmuş, diller hep cennet-i âlâ’nın semalarında süzülmüş de şimdi birtakım kendini bilmezler yüzünden bozulmaya, çürümeye başlamış... Sizin “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak” dediğiniz herhalde böyle durumlardır sevgili Uğur Mumcu.

BirGün yazarı gençlik arkadaşım Attila Aşut’un “’Şapkalar Kalktı’ Lafı Şehir Efsanesidir” diye yazdığı günün tarihi 28.5.2012’ydi. Şapkaları, yani düzeltme işareti konusunu o tarihten önce ve sonra da ben dahil........

© T24