Bana göre 2025’te yılın siyasetçisi, ‘zordakini yalnız bırakmayan isim’: Özgür Özel
Diğer
16 Aralık 2025
Güçtür, Türkiye gibi ülkelerde muhalefette olmak. Adeta her gün yeni bir dayanıklılık testine sokarlar insanı. Bir yandan iktidarın kendisiyle mücadele ederken öte yandan iktidarın mağdur ettikleriyle dayanışman gerekir. Elbet tüm bunların yanına bir de geleceğe dair umut vermen. Partili arkadaşla-yoldaşla, başka partilerde ya da toplumun değişik kesimlerinde haksızlığa uğrayanla, hapistekiyle-hapistekilerin yakınlarıyla, eski-yeni dostlarla, aslında tüm toplumla hem duygusal bir alıveriş-güven ilişkisi hem de cesaret içinde olmayı gerektirir. Baskıcı yönetimlerin en önemli göstergelerinden biri değişik gerekçelerle hedefe aldıkları isimleri itibarsızlaştırmak, değersizleştirmek ve elbette yalnızlaştırmaktır. ‘Yalnız bıraktırma’nın farklı şekilleri vardır. Ama başlıca unsur korkudur. Hedefteki kişiyle görüşülürse, bir arada olunursa, yapılanın yanlış olduğuna dair fikir de olsa dile getirilirse sıranın kendine geleceğini düşündürmektir çoğunluğa. İşte o anlarda ‘yalnız bırakmayacak’, sesi çıkamayanın sesi olacak birine ihtiyaç vardır.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel özellikle 19 Mart sonrasında; hapistekilerle, aileleriyle, kendi partisindekilerle farklı partidekilerle, yas evinde, cezaevinde, camide, mahkeme salonunda, sokakta ‘zordakini yalnız bırakmayan isim’ olarak öne çıktı 2025’te. Özel’in siyasetinde “yalnız bırakmamak” bir slogan değil; tekrar eden bir pratik haline dönüştü. Bunu yaparken bazen sakin sakin anlattı, bazen bağırdı, bazen güldü bazen hüngür hüngür ağladı.
Özel, büyük laflar etmiyor belki ama büyük bir boşluğu dolduruyor. Türkiye siyasetinde giderek normalleşen bir refleksi, riskli konulara, “mesafe koyma”, “sorumluluğu başkasına bırakma” refleksini sistematik biçimde reddediyor. Partisinin bugünü ve dünüyle ilgili özeleştiride bulunuyor. Yapılan son anketlerde CHP’nin iktidar partisiyle arasını açmaya başlamasındaki ana faktörlerden birinin Özel’in bu davranışlarının halk tarafından ‘samimi bulunuyor’ oluşu da olabilir.
Türkiye’de eksikliği en çok hissedilen şey sadece umut değil; dayanışma. Özgür Özel, tam da bu eksilen yerden siyaset kuruyor. Türkiye’de siyaset alanı yüksek perdeli nutuklardan, hamasi cümlelerden ve “son kale” söylemlerinden yorgun. Seçmen de öyle. İşte tam bu yorgunluğun ortasında, bağırmadan konuşmayı, tehdit etmeden direnebilmeyi, öfkeyi değil aklı........© T24





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel