menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Mesajları çözmek

52 1
16.09.2024

Diğer

16 Eylül 2024

Bir süreden beri “hararetli” siyasi konu, teğmenlerin yemini. Henüz “hareketli” değil ama yeterince “hararetli.” Harp okulları bu yılın mezunlarını verdi ve böylece bu genç teğmenler yeminlerini edip Silahlı Kuvvetler’e katıldılar. Buraya kadar bir sorun yok! Ama yemin edildikten sonra ikinci bir yemin yerine geçmek diye yorumlanabilecek “kılıçlı” kısım öyle değil. Bu “kılıçlı” kısımda teğmenler “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykırdılar. Bu beklenmedik bir davranıştı ve toplumun belirli kesimlerinde “kabul edilemez” bir davranıştı. Tartışması devam ediyor ve ciddi, ciddiye alınması kaçınılmaz bir meraka yol açıyor. “Ne olacak?”

“Toplumun belirli kesimlerinde ‘kabul edilemez davranış” demiştim. Ancak, öyle düşünenler kabaca toplumun bir yarısıysa öbür yarısı da bunu hiç yadırgamadı. Hatta, bir yoruma yer verirsek, olay, toplumun bu yarısının nicedir beklediği olaydı. “Kabul edilemezci” kesim “Bu ne rezalet!” yaklaşımına indirgeyeceğimiz bir gürültü çıkarırken, ikinci kesim “Ne var bunda yadırgayacak? Her şey gayet normal” demeyi seçti.

Evet, bu “slogan”, Cumhuriyet’in kuruluşundan beri Türk ordusunun subay kısmının “amentü”südür, bu bakımdan şaşıracak bir şey yoktur. Ama bu kadar “düz” bir durumda değiliz, çünkü iktidar bu “amentü”yü benimsemiyor. Tersine, bunu toplumdan kazıyıp atmak istiyor ve bu isteğini saklama gereğini de gittikçe daha az duyuyor. Dolayısıyla iktidar teğmenlerin davranışını kendine karşı bir “başkaldırı jesti” olarak yorumluyor.

Ama, “her şey normal” diyenlerin önemli bir kısmının da bu yorumu doğru bulacağından, bulduğundan fazla şüphem yok. “Bekliyorlardı” derken bunu düşünüyordum.

AKP iktidarda ve bu konuya yaklaşımı da ortada, elindeki imkanlar da. Açılan soruşturma sonucunda iktidar bu teğmenleri tasfiye etmeye karar verebilir. Dolayısıyla teğmenleri destekleyenlerin “Sizin şüpheleriniz doğru değil” diyerek onları desteklemesi de normal.

“Şüpheleri” ne? Türkiye siyasi hayatının en sık kullanılan kelimesi olmasını kanıksadığımız, “darbe!” Peki, bu “yersiz” bir şüphe mi? Bence teğmenler “Biz Atatürk’e bağlıyız ve toplumu ondan soğutma politikalarınızdan hoşnut değiliz” demek istediler ve dediler. Bu davranışların devamında “darbe” gelir mi? Bu şüphesiz bir ihtimaldir; AKP seçimi kazanıp hükümeti kurduğu sık sık yapılan mitinglerde “Ordu göreve!” sloganının nasıl kullanıldığını hatırlıyoruz; demek ki bu “görev”in yerine getirilmesini sabırsızlıkla bekleyen azımsanmayacak sayıda kişi var.

Öte yandan Türkiye’de bu “darbe” pratiğinin artık bitmesi gerektiğini düşünen çok kişi olduğunu, bu yaklaşımın birçok subayca da benimsendiğini biliyoruz.

Teğmenlerin Atatürk’e sahip çıkarken ille de “darbe” rüyası görmediklerini tahmin edebiliriz. Dolayısıyla onların jestini onların koyduğu sınırlar içinde kalacak bir uyarı olarak kabul edebiliriz (ve bence öyle kabul........

© T24


Get it on Google Play