menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Semboller dünyasına hoş geldiniz!

19 3
15.09.2024

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

15 Eylül 2024

Geçen hafta Harp Okulu'ndan mezun olan teğmenlerin tören sırasında kılıçlarıyla gerçekleştirdikleri geleneksel ritüel, ardından epeyce bir mezunun hep bir ağızdan "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganını atmaları ortalığı karıştırdı. Kılıç… Mustafa Kemal… Subay… Semboller dünyasına hoş geldiniz! Göndermelerin, çağrışımların, alınganlıkların kaygan zemininde her bir sözcük ve davranış anlamı dışına kayıp gitti yine. Oysa askerlik mesleği büyük oranda semboller üzerinden kendine alan açar toplumda... Tarihsel öneme sahip yayınları tarayan X hesabı @LostLibrary, Osmanlı'da askeri okul öğrencilerinin resmi gerekse hep kılıç merasiminin kullanıldığını belirtiyor, örnekleriyle. Kaldı ki üniforma bile başlı başına bir sembol değil midir? Aslında çoğumuz müzeler dışında kılıç filan görmemişizdir ama toplumsal belleğimizde sembolik bir değeri vardır bu silahın. Tasavvurlarını gerçekler üzerine oturtamamış bir toplum olduğumuzdan mıdır sahiden, bir nesne, birkaç sözcük bizi alıp gerçeklikten sembollere hızla geçirebiliyor, dahası sembollerin çağrıştırdığı muhtemel anlamlara ve çağrışımlara doğru hızla yol alabiliyoruz. Matruşka bebekler gibi. Hımmm, siz şimdi ne yaptınız bakayım, kılıç, slogan filan, ne demek istediniz?! Tarık Çelenk, T24'te Cansu Çamlıbel'le söyleşisinde de buna değiniyordu:

"Bugün yaşananlarla bundan 40- 50 yıl önceki tartışmalar cami - kışla bazında aynı. Demek ki biz bazı konularda geriye dönük hiçbir meselemizi halledememişiz. Hâlâ semboller üzerinden kendimizi dengelemeye çalışıyoruz."

Bir de Ayasofya yeniden ibadete açıldığında Diyanet İşleri Başkanı'nın hutbeye kılıçla çıkması vardı. Çoğumuz bunun anlamını çözemedik, merdivenlerde dikilen şahsın özentili davranışı olarak algıladık. Oysa öyle değilmiş! Sembolik bir değeri varmış bunun. O günlerde AA'ya demeç veren Prof. Dr. Ziya Kazıcı, bunun bir gönderme olduğunu belirtmiş ve "Müslüman devletler, bir şehri savaşla fethettikten sonra oranın en büyük yerlerinde kılıçla hutbe okuturdu. Kılıçla hutbe geleneği oranın savaşla fethedildiği anlamına geliyor" demişti. Al sana sembol! Gerçi öyle bir sembol ki güzelim İstanbul'u içselleştirememişliğin dışavurumu gibi. Yahu İstanbul zaten bizim; memleketin gözbebeği şehir, geçmişin payitahtı; her ne kadar son yüzyılda büyük bir köye dönüştürdükse de bizim yani, neyi kanıtlamaya çalışıyoruz?

Diyanet İşleri Başkanlığı belli ki kendini başka bir yerde konumlandırmak istiyor, kılıcı bir sembol olarak........

© T24


Get it on Google Play