menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dokuzuncu Çin-Afrika Zirvesi'nin ardından...

17 1
14.09.2024

Diğer

14 Eylül 2024

Afrika Zirvesi düzenlemek, irade, kapasite ve prestij işidir, pek külfetlidir, bu yükün altından kalkabilen ülkelerin sayısı bir elin parmaklarından azıcık fazladır. Pekin tarafından düzenlenen zirveler içerik ve gösteriş itibarıyla en önde yer alır. Bu zirvelerin 9'uncusu geçtiğimiz hafta Çin'in başkentinde düzenlendi. Yarısı devlet ve hükümet başkanları olmak üzere, 50 Afrika ülkesi görkemli faaliyete iştirak ettiler, Xi Jinping ile ikili görüşmeler yaptılar. 2000 yılında başlayan Çin-Afrika zirveleri, Türkiye dahil, birçok ülkeye ilham oluşturdular. Son zirvenin ertesinde, adet olduğu üzere, Batılı ülkeler, koro halinde, Çin'in Afrika'yı sömürdüğünü ve borç batağına sürüklediğini iddia ettiler.

Çin'in Afrika'ya ilgisi, bu ülkenin dış politikada benimsediği üçüncü dünyacı prensiplerden kaynaklanır. Çin, küresel güneyin lideri olduğuna inanır ve 54 ülkenin bulunduğu kıtanın tamamının desteğini arkasına almayı hedef edinmiştir. Bu siyasi çizgi bugünden yarına değişmez, Pekin'de liderler değişebilir ama geri bırakılmış kıtaya yönelik ilgileri sabit kalır. Oysa ABD'nin Afrika'ya ilgisi lidere ve iktidar partisine bağlıdır, Beyaz Saray'da Cumhuriyetçiler oturuyorsa Afrika kenara itilir. Trump seçimleri kazandığı takdirde, Afrika'nın Washington'un radarından düşeceğini kabul etmeyen var mı? Trump'ın 4 yıl boyunca Afrika'yı bir kez bile ziyaret etmediğini, Afrikalı liderler aleyhinde küfürlü cümleler kullandığını unutmadık.

Afrika, Çin için hem ekonomik hem siyasi kazanç sahasıdır. Pekin, her fırsatta, Afrika'ya özel bir önem atfettiğini vurgulayagelir. Çin Dışişleri Bakanı her sene yurt dışı ziyaretlerini Afrika'dan başlatır. Ekonomisinin yüzde 10 büyüdüğü yıllarda, cari fazlasının ve Merkez Bankası döviz rezervlerinin rekor seviyelerde bulunduğu dönemlerde, Pekin yönetimi, Çinli müteahhitlik firmaları üzerinden, Afrika'da yüzlerce devasa altyapı projeleri gerçekleştirmiş, hem kendisi kazanmış, hem de imkanları olmayan Sahra altı ülkeleri, kara ve demir yollarına, limanlara, petrol boru hatlarına, köprülere, stadyumlara, kongre merkezlerine, serbest/organize sanayi bölgelerine kavuşmuştur. Kazan-kazan niteliğindeki bu yatırımlar Batı dünyasında nedense hep küçümsenir veya eleştirilere maruz kalır.

46 en az gelişmiş ülkenin 33'ü Afrika ülkeleridir. Kıtanın 20 ülkesinde GSMH 1000 doların, 11'inde ise 2000 doların altında kalır. Bu ülkelerde sermaye birikimi olmadığına göre kalkınma için borçlanma dışında seçenek mevcut değildir. Cari fazlası bulunan ve döviz rezervleri göz kamaştıran Çin'in Afrika'ya, hammadde karşılığında finansman paketleriyle devasa müteahhitlik hizmetleri sunması niye eleştirilir? El-cevap: Bu eleştiriler tamamen siyasi nitelikte olup dikkate alınmamalıdır. Afrika'nın Çin'e borçlandığı doğrudur, Çin tarafından borç tuzağına düşürüldüğü yanlıştır. Öte yandan Çin firmaları altyapı projeleri koparmak için sadece Afrika'da değil dünyanın her tarafında öne çıkmışlar, Türk müteahhitlik firmalarının en ciddi rakipleri olmuşlardır.

2012 - 2022 yıllarında, Çin'in ülke dışında, altyapı projelerine harcadığı toplam meblağ 254 milyar dolar olup, bu yeķûnun yüzde 44'ü Afrika'ya yönelmiştir. Batılı kriterlere göre, kıtadaki 54 ülke arasından 22'si aşırı borçlu kabul edilmektedir. Çin'e olan borçları itibariyle Angola 21........

© T24


Get it on Google Play