menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Arkadaşım İvan yazıma eleştiri ve bir kez daha Ruslarla Türkler üzerine

25 9
25.07.2024

Diğer

25 Temmuz 2024

Cumartesi günü bu köşede yayımlanan Rus hayatının ansiklopedisi olarak arkadaşım İvan başlıklı yazımla ilgili olarak Türkolog dostum Aleksandr Sotniçenko bazı eleştirilerini iletti. Aşağıda onun bu eleştirilerini dile getirdiği yazısını ve benim cevabımı okuyabilirsiniz.

Saygıdeğer Hakan Aksay son derece haklı gerekçelerle Türkiye'deki en iyi Rusya uzmanlarından biri olarak kabul edilmektedir. Zira pek çok Rusya uzmanına nazaran, kendisi uzun yıllar boyunca Rusya'da yaşamış, Rusçayı gayet iyi bilen ve çok sayıda Rus kültür insanını, gazeteciyi ve yazarı yakinen tanıyan bir isimdir. Tam da bu sebeple Aksay'ın "Rus hayatının ansiklopedisi olarak arkadaşım İvan" başlıklı yazısını okuduğumda çok şaşırdığımı ifade etmek isterim. Görünen o ki Hakan, Rus yaşamını oldukça yüzeysel olarak ele aldığı yazısında Rus realitesinin derinliğine inmeyi başaramamış. Şimdi uzun zamandır Türkiye'de yaşayan bendeniz de bu güzel ülke ve Türkler hakkında benzer bir yazı kaleme alsam, eminim Hakan da benim gibi gülümser ve büyük Rus yönetmen Konstantin Stanislavski'nin literatüre geçen ünlü "İnanmıyorum!" şeklindeki ifadesini mutlak suretle alıntılardı.

Her şeyden evvel şunu belirtmek isterim ki, Ruslar da tıpkı Türkler gibi ülkelerine ve liderlerine karşı ulusal bir övünç hissi taşımaktadır. Yani bir Türk vatandaşı, ülkesine ve liderine ilişkin meseleleri bir başka Türk ile birlikte konuşup, bu sorunlar üzerine görüşlerini dile getirmekten ve eleştirmekten asla imtina etmezken, bunu bir yabancıyla aynı şekilde kesinlikle yapmak istemez. Bu olgunun temel nedeni de son derece somut ve nesneldir: Şayet ülkenin lideri bazı çevrelerce iddia edildiği gibi bir aptal, bir ayyaş ya da bir hain ise, o takdirde ona tahammül eden tüm bu insanlar kimdir? Bakınız, yukarıda kısaca arz etmeye çalıştığım hususu en yalın biçimde Yahudilerde de görmekteyiz: Kendi aralarında hükümetlerini ve birbirlerini çok sert biçimde eleştirirken, söz konusu eleştiriler yabancılar tarafından ifade edilir edilmez klasik "Antisemitizm (Yahudi karşıtlığı)" söylemlerine sarılıp mağdur pozisyonuna geçerler ve karşı tarafı suçlamaya başlarlar. Tam da bu noktada özellikle belirtmek isterim ki, ne bir Türk ne de bir Rus, ülkesi, politikacıları ya da lideri hakkında bir arkadaşına ve hatta komşusuna söyleyeceği şeyleri bir yabancıya asla ve katiyen söylemez. Bu bağlamda, dünyaca ünlü Sovyet aktör ve müzisyen Vladimir Vısotski'nin bir basın toplantısında kendisini dönemin SSCB yönetimini eleştirmeye teşvik etmeye çalışan Fransız gazetecilere verdiği yanıtı bir kez daha anımsamakta fayda var: "Evet, hükümetime yöneltmek istediğim bazı mühim sorular var. Fakat bunları sizinle tartışacak değilim."

Tabii yabancıların önünde ve hatta onlarla birlikte kendi hükümetlerini ve ülke politikalarını eleştiren bir kesim de var ki, Hakan özellikle 2022 yılının Şubat ayından sonra Türkiye'de bunların pek çoğu ile bizzat tanıştı. Bu tür insanlar maalesef hep vardı... Mesela, 16. yüzyılın başlarında Kremlin'in kapılarını işgalci Polonyalılara açanlar da bunlardı. Çünkü istikrarın tesis edilmesine ve Rusya'nın Fetret Devri olan "Smutnoye Vremya"nın sona ermesine işgalcilerin yardımcı olacaklarını düşünüyorlardı. Yine 20. Yüzyıl'da Rusya'yı Bolşeviklerin boyunduruğundan sözüm ona kurtarma fikirleri kisvesi altında Adolf Hitler'e ve O'nun işgalci ordusuna da hizmet ettiler. Günümüzde de Rusya'da iktidara gelmelerine yardımcı olacaklarını umarak Amerikan emperyalistlerine hizmet ediyorlar. Bu tür insanları tanımlamak için Rus dilindeki en çarpıcı siyasi sıfatlardan biri olan "hain" kelimesi her daim kullanılmıştır ve kullanılmaktadır.

Tüm bu bahsettiklerimin yanı sıra, sıradan bir Rus vatandaşı olan ortalama İvan, iktidarı sevmez. Neredeyse genlerine nüfuz etmiş olan köylü uyanıklığına sahip olan İvan zekidir. Avrupalıların ya da Amerikalıların aksine liberal demokrasiye hiçbir şekilde inanmaz. Gerçekten de, genellikle aynı soydan gelen iki ya da daha fazla oligarşi temsilcisi arasından seçim yapmak suretiyle bir ülkenin mukadderatını değiştirebileceğinize inanıyor musunuz? Yazıya konu olan İvan da gücün ve iktidarın, halkın günahlarının derecesine göre yukarıdan, Tanrı katından geldiğine inanır. İktidarı........

© T24


Get it on Google Play