menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

‘Ailenin Ötesi’nin yazarı Bülent Somay “İyi baba, ölü babadır” ironisiyle aslında ne demek istiyor?

18 16
12.09.2024

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

12 Eylül 2024


Bülent Somay
’ın Metis Yayınları’ndan çıkan 'Ailenin Ötesi' adlı kitabı, modern aile yapısının temel bir eleştirisini sunarken; toplumsal cinsiyet, üreme ve kardeşlik ilişkilerinin dönüşümüne dair derin sorulara yanıt arıyor.

Somay, aile kurumunun yapısal olarak çöktüğünü ve bunun yalnızca erkek/baba tahakkümünün bir sonucu olmadığını, toplumsal, politik ve kültürel düzenin yeniden inşası için zorunlu bir süreç olduğunu belirtiyor.

“Yeni bir üreme, cinsellik ve kardeşlik rejimi ne kendiliğinden ortaya çıkacak, ne de yokluktan zuhur edecek. Eskinin yıkıntıları üzerinde, tahrip olmuş ailenin kalıntılarından inşa edilecek” diyen Somay, mevcut aile yapısının yerini alacak yeni düzenin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor.

Son dönemde artarak yaşanan trajik olaylar, bu çöküşün daha da görünür hale geldiğini gösteriyor. Narin Güran’ın ve nicelerinin kaybolması ve öldürülmesi, aile kurumunun çocuklar ve kadınlar için güvenli bir alan olmaktan çıkıp şiddet ve istismarın yuvası haline geldiğini kanıtlıyor.

Somay, bu durumu şöyle özetliyor:

“Aile kurumu paldır küldür çöküyor ve molozların altında kalıyor çocuklar. Ya ‘masum seyirci’ rolü oynayıp sessiz kalacağız, ya da moloz kaldırma çalışmalarına el vereceğiz, başka şansımız yok.”

Peki “Yeni bir aile düzeni mümkün mü? İyiyi ve kötüyü nasıl ayırırız?” diye sorduğumda Somay şu etkili sözlerle cevap verdi.

“Daha sevgi dolu, bakıma ve özene öncelik veren bir insan ilişkileri ağı tabii ki mümkün. Ama buna ulaşmanın yolu muhafazakârlıktan ya da aldırmazlıktan geçmez. Mücadeleden ve örgütlenmekten geçer.”


- Aile; erkek/baba tahakkümünün temel odağı ise bu yapısal tahakkümün yıkılması için aile dışında hangi alanlarda mücadele etmemiz gerekiyor? “Modern Aile hakikati” nedir?

'Modern Aile'nin hakikati; kadının ve çocuğun köleleştirilmesi, metalaştırılması, mülk edinilmesi üzerine kurulu kadim düzenle, modernitenin, yani gerçek adını koyarsak kapitalizmin, kadim düzenleri düz edip yerine sadece sermayeye, ticarete, alıp-satmaya dayalı, dolayısıyla da kanun ve ulus devlet karşısında kadınlar ve çocuklar dahil tüm yurttaşları (mecburen) eşit kılmayı hedefleyen yeni düzeni arasındaki iflah olmaz, çözülemez çelişkidir.

Erkek/Baba tahakkümünü teorik olarak kapitalizmin yükselişi yıkacaktı. Ama hiçbir sömürü düzeni, kendisinden önceki sömürü düzenlerini temizleyip, yerine beyaz bir sayfa açarak hakimiyet kuramaz.

Onları içerir; bir yamalı bohça içinde onlara da yaşam alanı tanımaya çalışır. İşte zurnanın zırt dediği yer de burası:

Kadim kadın/çocuk köleliği rejimiyle “modern aile” dediğimiz şey, aynı zaman/mekân yapısı içinde birlikte var olamazlar.

Olsa olsa bir çuvala tıkılmış kediler kadar var olabilirler, sürekli birbirlerini tırmalayıp ısırarak, parçalayarak.

Bülent Somay

Çağımız bu örtük kavganın şahidi: Ensest yasağı rejimiyle tecavüzcü babalar, amcalar, ağabeyler, dedeler yan yana duruyor. Katolik nikahları yok artık, kadının ömrünün sonuna kadar bir erkeğin malı olduğu düzen bitiyor; boşanmak diye bir seçenek var mesela.

Çocukları devlet korumuyor mu? Saf olmayalım; burada acımasızca süren bir mücadele var ve şimdilik kaybedenler, arada kaynayanlar kadınlar ve çocuklar: Öldürülüp çuvala tıkılıyorlar, tacize, tecavüze uğruyorlar; dayak yiyorlar katlediliyorlar.

“Ama bizim ailemiz hiç böyle değil ki! Biz mutlu-mesut geçinip gidiyoruz!” diyeceklere de iki cevap verilebilir:

1- Hele bekleyin biraz, bu çağ daha bitmedi.
2- Herkesin özgür olmadığı bir dünyada hiç kimse özgür değildir.

- Ailenin Ötesi........

© T24


Get it on Google Play