menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Onur

11 0
16.07.2024

Diğer

16 Temmuz 2024

19. yüzyılda, kraliyetçi olmasına rağmen, K. Marx'ın en sevdiği roman yazarı olduğu bilinen Honoré de Balzac, Fransız toplumunun içindeki toplumsal değişimi ve değerleri gündeme getirmişti. Değerlerin ve vektörlerin değişimi toplumsal üretim biçiminin kapitalizmin kurallarıyla işlemeye başlamış olduğunu ve dolayısıyla insanların duygu ve düşüncelerinin de bu ölçüde değişime uğradığını örneklerle göstermişti. "İnsanlık Komedyası" olarak adlandırdığı bu dizi; para, kâr ve ticari ilişkilerdeki kural tanımazlığa doğru giden ilişkileri olduğu kadar bu yeni durumun aile bağlarını da nasıl çürütmekte olduğunun altını çizdi.

Bu duygulardan bir tanesi de özel yaşamın ifşasıyla başlamakta olan utanç duygusunun ortadan kalkmaya başladığıydı. Orta Çağ'dan Klasik Çağ'a geçerken aristokrat kahramanlık ve nezaket değerleri değişime uğramıştı. Bunu en güzel gösteren herhalde Cervantes idi. Artık şövalye, değerleri ortadan kalkan bir varlık haline gelmişti. O bakımdan "şövalye aşkı" artık delilik timsali olarak durmaktaydı. Bu dönüşüm delilik tarihinin önemli bir göstergesi olarak ele alındı.

Kapitalizmin yeni değerleri ise Marx ve Weber tarafından analiz edildiğinde "kâr, çalışma ahlakı, emek gücünün ahlaki kullanımı, kapitalist değerlerin içine girmişti. Marx; insan ilişkilerinin, onların yaşadıkları yerlerin şartlarına göre belirlenmekte olduğunu yazdığında, değerlerin şartlarının değişimiyle birlikte insanlar arası ilişkilerin de kapitalist sosyal formasyonun içinde değerlendirildiğini belirtmekteydi. Bu, 19. yüzyıla ait yeni bir dönemdi artık ve bazı eski değerlere yer yoktu.

Hukukun belirlemeye başladığı ihtilaflar şiddet yoluyla çözülemeyecekti. Kan davası, kız kaçırma gibi hareketlere bu hukuk devleti modelinde artık yer olmayacaktı. Bu değerler modernleşmenin değerleriydi. İşini aile içinde çözmek yerine hâkim karşısında çözülmeye başlayacak miras ilişkileri gündeme gelmekteydi. Haydutluğa, kabalığa, zor kullanmaya, el koymaya, zorla çalıştırmaya yer olmadığına göre insanlar artık hukukun karşısında özgür ve eşit olmak durumundaydılar.

21. yüzyıla girdiğimizde ise değerlerin yeniden değişime uğramaya başladığını görmeye........

© T24


Get it on Google Play