Kendini tanı
İnsanlar yeterince bilgi sahibi olmadıkları bir konuda birkaç şey öğrendiklerinde, kendilerini o konuya olduğundan çok daha hakim zannedip büyük bir özgüvenle ahkam kesmeye başlarlar. Karşılarındakini kendi bilgi ve birikimine ikna etmeye çalışırken, farkında olmadan önce kendilerini ikna ederler. Gerçekten konunun uzmanı olduklarını düşünmeye başlar ve bir süre sonra da buna gönülden inanırlar.
Antik Yunan’dan kalan Delphi Tapınağı’nın giriş kapısının üzerinde “Gnothi Seauton”, yani “Kendini Tanı” yazar. Yüzlerce yıl önce söylenmiş bu bilge söz, insanoğlunun temel zaafını ve teknoloji ile bilim ne kadar ilerlese de özünde değişmeyen doğasını anlatır aslında.
Sınıfta bir soru sorduğumda, daha cevabı düşünmeden büyük bir hevesle parmak kaldıran ve söz hakkı aldıktan sonra düşünmeye başlayan öğrencilerime “Bilmediğini bilmek de bir erdemdir.” derim.
İnsanların kendi yeteneklerini, sınırlarını, kusurlarını ve potansiyellerini tanımaları; buna göre davranmaları hem bir mütevazılık göstergesidir hem de gerçekçilik. Aslında belki biraz da “had bilmektir” ve günümüz toplumlarının en büyük sorunlarından biridir.
Kendini bilmek; sadece güçlü yanlarını tanımak, kendini sevmek ya da takdir etmek değil, aynı zamanda hatalarını görmek, zaaflarını kabul etmek ve buna göre hareket edebilmektir.
İşte bu bilgi ve özgüven arasındaki dengesiz ilişki, psikoloji........
© Sözcü
