Bugün 19 Mayıs: Kuvâ-yi Milliye’nin “mandacı aşısına” dur dediği gün!
KUVÂ-YI Milliye’nin adı son günlerde bazı zorlama benzetmeler yapılarak yeniden geçmeye başladı. Kuvâ-yi Milliye’yi anlatan yüzlerce kitap var. Bence kolay anlaşılır kitapları, birinci el belgelere başvurarak Hasan İzzetin Dinamo, Falih Rıfkı Atay, Sabahattin Selek, Turgut Özakman yazdılar.
★★★
105 yıl önceydi.
Aşı hazırlanmıştı.
Adı:
Mandacı aşısıydı.
İstanbul’daki işbirlikçi padişah, sadrazam, o dönemin bazı pozisyon aydınları, pozisyoncu din ve diyanet büyükleri; “Biz adam olmayız, gelsin İngilizler, Fransızlar, Amerikalılar bizi bir süre yönetsinler” kafasına yatmışlardı.
★★★
Bağımsızlık isteyenlere “mandacı aşısı” vurulmalı, başkaldıranlar susturulmalıydı. Bundan emperyalist ülkeler ve o dönemin lideri İngilizler, memnun, mutlu olacaktı. İstanbul’daki Padişah da İngilizlerin istediğini yapmış bir işbirlikçi olarak sarayında hilafet hırkasını çıkarmadan kalacaktı.
★★★
Sevr Antlaşması yapılmış, Osmanlı ordusu dağıtılmıştı. Askerden kaçanlar haydut olmuş halkın malını soyuyor, can alıyorlardı. Bu karanlık tabloya karşı koyacak görünmeyen bir güç vardı. O güç, “namus günüdür” diye ayağa kalktı. Anadolu vatanseverliği; “mandacı aşıya karşı Kuvâ-yi Milliye’yi kurup” örgütledi. Dağlarda tek tek ateşler yanmaya başladı.
★★★
İngilizlerin hazırladığı mandacı aşısını vurmak için gönderilmiş Yunan Ordusu’na karşı ilk kurşunu Ödemiş........© Sözcü
visit website