menu_open
Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

SARAYDA 13 YAŞINDAKİ SUBAYLAR

12 0
27.02.2024

¨Abdülhamit devrinde, ordu da donanmadaki eşi görülmemiş ilerleme hakkında hiçbir şey yoktur. Her cümlede padişahın adı ve övgüsü, mutlak olarak geçmekle yetinilir. Donanma ise çökmüş, ordu tükenmiştir. Ama o sıralarda ordunun halini biz bir de Makedonya dağlarında her tarafı saran çetelerle savaşıp, 1908 ihtilâlinde “Hürriyet Kahramanı Niyazi Bey” olarak parlayan, muharip bir ön saf subayından dinleyelim. Kaldı ki bu subay, 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı’nda gayretleri komutanlarınca “Emsalsiz” sayıldığı için takdir edilmiş, daha mektepten çıktığı yıl rütbesi üsteğmenliğe çıkarılmıştı.

Halbuki mektepten çıkalı henüz sekiz ay olmuştu. Fakat hizmetleri padişaha kadar duyuruldu, İstanbul’a da gönderildi. Fakat bu seyahat, onun kafasını altüst etti. O seyahatle beraber, ihtilâl ve inkılâp arzuları ruhunu sardı. Gördüklerini şöyle anlatıyor:

“İstanbul’dan döndüğüm zaman, inkılâp fikrinin esası hakkındaki duygu ve kanaatlerim tamamlanmıştı. Özel bir vaziyetle İstanbul’a gönderilirken ve esir ettiğim Yunan bölüğünü de İstanbul’a götürürken, daha Manastır istasyonunda, Ordu Komutan Vekili ve diğer ordu büyüklerinin, bana verilen vazife ve mevkiden faydalanmayı düşünerek oğullarını, yakınlarını kayırmak, millet hazinesinden para çarpmak peşinde olduklarını gördüm. Selanik'te de bizzat müşir (mareşal), aynı şekilde fırsattan istifadeye koştu. Milletin avuç dolusu parasını alan devletliler (paşalar) gördüm ki, millet ve devlet işlerinden ziyade, kendi menfaatlerini temin yolundaydılar.

Hele Harbiye Nazırı’nın huzuruna çıkarıldığım zaman Yüksek Askerî Meclis’in henüz, askerin kundura meselesini, yani ne cins kundura giydirilmesi işini bile halledemediklerini gördüm. Serasker Paşa, askere çarık mı, yemeni mi giydirilmeli tartışmasındaydı. Benim........

© Önce Vatan


Get it on Google Play