ASELSAN'ın kuruluşu, HAVELSAN'ın doğuşu bu ambargodan doğdu!
Samsun Kent Haber köşe yazarı İlteriş Çınaroğlu, yeni yeryüzü düzeninde Türkiye'nin konumu ve GeoPulse’nin Prof. Dr. Mersheimer kaynaklı Türkiye çözümlemelerine ilişkin devam yazısında, Türkiye'nin savunma sanayi hamlesi ile ilgili "Bugünkü savunma sanayii hamlesinin tohumu o mektupla atıldı. Kıbrıs’a müdahale ettiğinde, silah ambargosu geldi. Bağımlı ordu, bağımsız olmaz dersi kemiklerine işledi. ASELSAN'ın kuruluşu, HAVELSAN'ın doğuşu, yerli savunma sanayii vizyonu bu ambargodan doğdu" dedi.
GeoPulse’nin Prof. Dr. Mersheimer kaynaklı Türkiye çözümlemelerinin 4'üncü, 5'inci bölümlerini değerlendirmeyi sürdürelim.
Bu bölümde Türkiye-Rusya ilişkileri de çözümlenmiştir:
"Düşmanlık imkansız, ittifak gereksiz ama ortaklık kaçınılmaz formülasyonu, iki ülke arasındaki karmaşık dengeyi özetlemektedir. Tarihsel olarak on iki kez savaşmış olan, bu iki gücün bugünkü yakınlaşması, ideolojik veya duygusal değil tamamen pragmatik ve yapısal nedenlere dayanmaktadır."
"Türkiye ve Rusya’nın işbirliği alanları giderek genişlemektedir. Enerji sektöründe Türk Akımı ve Akkuyu Nükleer Santrali projeleri, savunma sanayiinde S-400 sistemleri, Suriye’de Astana süreci, Libya’da çatışan tarafları desteklemelerine rağmen sürdürdükleri diyalog, Karabağ’da ortak barış gücü girişimi. Tüm bunlar iki ülkenin birbirlerini dengelemek yerine ABD hegemonyasına karşı ortak pozisyon aldıklarını göstermektedir."
"Rusya, Türkiye’nin Türk Dünyasındaki etkisini kabul etmekte, Türkiye ise Rusya’nın Karadeniz ve Kafkasya’daki varlığını tanımaktadır. Bu karşılıklı tanıma, çatışma potansiyelini azaltmakta ve işbirliği alanlarını genişletmektedir."
"Ekonomik bağımlılıklar da bu dengenin önemli bir unsurudur. Türkiye’nin enerji ihtiyacının önemli bölümünü Rusya’dan karşılaması, Rusya’nın ise Türkiye üzerinden Avrupa pazarlarına ulaşması, karşılıklı bağımlılık yaratmaktadır. Turizm, müteahhitlik hizmetleri, tarım ürünleri ticareti gibi alanlardaki yoğun ekonomik ilişkiler siyasi gerilimleri yumuşatan tampon mekanizmalar işlevi görmektedir."
"Bu model, ABD açısından en tehlikeli güç birleşmesi biçimidir, çünkü Washington ikiliyi NATO-Varşova tipi ittifak blokları içinde yönetemez. Mearsheimercı çerçeveye göre, iki bölgesel gücün ortak tehdite karşı esnek ve çıkar temelli işbirliğine yönelmesi, hegemon gücün artık sistemi kontrol edemediğinin yapısal göstergesidir."
'Çok Kutuplu Düzen ve Türkiye’nin Kutup Olma Süreci' başlığıyla şu değerlendirmeler yapılmıştır:
"Çok kutuplu sistemde Türkiye’nin konumu, Mersheimercı analiz mantığıyla bakıldığında, büyük güçler arasındaki rekabeti yönlendirebilen ve güç dağılımını etkileyebilen orta ölçekli stratejik kutuplar kategorisine karşılık gelmektedir. Bu kategori, deniz hegemonları ‘ABD-Anglo sistem’ ile kara güçleri ‘Rusya-Çin ekseni’ arasına köprü işlevi gören ve denge değiştirici role sahip aktörleri kapsamaktadır. Türkiye, İran ve Hindistan ile birlikte bu grubunen önemli üyeleri arasındadır ancak coğrafi avantajları ve kurumsal bağlantıları nedeniyle en mobil ve en etkili aktör konumundadır. Mearsheimercı teoriye göre bu durum ‘Bölgesel Hegomon’ kavramıyla açıklanır."
"Bu tanım, Türkiye’yi yalnızca engeleyici aktör olmaktan çıkarır ve kendi eksenini üreten güç........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar