Ayağın bir taşa takılırsa, eğil! Yakaran gözlerle bak ona ve kendi lisanınca af dile…

Tercümanın göz kapaklarından sızan şefkatin olur, anlaşılmam diye yeise düşme.

Korkacaksan anlaşılmamaktan değil anlayamamaktan kork!

Bir kaya kadar bile kalbini yumuşatamamış olduğun nâra düşürsün seni.

Ateşin taşlaşmış kalbine değsin, değdikçe değsin ve sen orta yerinden çatlatıncaya kadar ona yüklenmekten geri durma.

Hiç şaşırmış gözlerle bakma, katı bir kalbi taşımak için insan olmak gerekmez.

İnsan olamamak şarttır belki de.

İşte o zaman kork!

Titre…

Başına geleceklerden mümkünse şimdiden kendini sakımaya çabala…

Çünkü günü geldiğinde, en korkutucu an da, taşlaşmış kalbini orta yerinden çatlatacak bir Hâkim’in önünde olacaksın.

Cevabın umarsız sükût olacak…

‘Ben senin korkundan çatlayıp orta yerimden sular fışkırttım!’ diyen bir kaya kadar bile kıymete haiz olmayacak sözlerin…

Çünkü olamayacak sözlerin…

Sükûtun seni eritmeye yetecek kadar mücrim çıkaracak zaten.

Sonra bunun arkasından kalpleriniz katılaştı, şimdi onlar taşlar gibi hatta daha duygusuz, çünkü taşların öylesi var ki içinde nehirler kaynıyor, öylesi var ki çatlıyor da bağrından sular fışkırıyor ve öylesi var ki Allah’ın haşyetinden yerlerde yuvarlanıyor, sizler ise neler yapıyorsunuz Allah gafil değil Bakara Suresi/74

Sana kalpsiz diyen birini görürsen, eğil önünde ve beni şimdiden uyardığın için sana müteşekkirim de!

Bil ki, o söz kulağına Rabbinin bir ihsanı olarak ulaşmıştır.

Ya da gafil kal ve en korunaksız bir haldeyken hatırlatılsın gafletin sana ait bir hâl olduğu…

Lakin o zaman korkundan ne yapsan bir fayda umamazsın.

Korkmadıkların karşına en dehşetli korku olarak dikilir.

Ey dost, kendini azıcık seviyorsan korkusuzluk budalalığına yakalanma.

Korkulması gerekenden kork ki, korkutmak isteyenler senin kalbini kirletemesin.

Sadece O’ndan korkarsan, korku ince bir tabaka gibi dağılır ve içinden sonsuz bir korkusuzluk yayılır.

Uyan! ki Allah’ın evliyası ne üzerlerine korku vardır ne de onlar mahzun olurlar. Yunus Suresi/62

Evliya, dostlar demek…

Seni dost çemberinin içine alan en korkulan olduktan sonra, korkmak sana haram olur.

Mahzun olmak mı, belki fani olanda sonsuz korkuları yenmek için kıymetsiz bir zahmet…

Çaresiz üzgünlüklerine kalkan olacak bir haşyet, sana gösterilecek şefkatin anahtarı olacaksa…

Ne güzeldir korku…

Ve ne hoştur, üzerine korkunun gölgesinin bile uğramayacağı teminatını almak Mahbuptan.

O vakit senin korkunun adı kâinat karşısında korkusuzluk olur…

Kaygıların akar yüreğinden ve eksiksiz bir mutluluk yuvalanır gönlüne.

Artık sen korku neymiş bilmezsin!

At korkuyu üzerinden ve uyan ey kardeş.

QOSHE - İşte O Zaman Kork! - İrfan Gürkan Çelebi
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İşte O Zaman Kork!

24 24
01.02.2024

Ayağın bir taşa takılırsa, eğil! Yakaran gözlerle bak ona ve kendi lisanınca af dile…

Tercümanın göz kapaklarından sızan şefkatin olur, anlaşılmam diye yeise düşme.

Korkacaksan anlaşılmamaktan değil anlayamamaktan kork!

Bir kaya kadar bile kalbini yumuşatamamış olduğun nâra düşürsün seni.

Ateşin taşlaşmış kalbine değsin, değdikçe değsin ve sen orta yerinden çatlatıncaya kadar ona yüklenmekten geri durma.

Hiç şaşırmış gözlerle bakma, katı bir kalbi taşımak için insan olmak gerekmez.

İnsan olamamak şarttır belki de.

İşte o zaman kork!

Titre…

Başına geleceklerden mümkünse şimdiden kendini sakımaya çabala…

Çünkü günü geldiğinde, en korkutucu an da, taşlaşmış kalbini orta yerinden çatlatacak bir Hâkim’in önünde olacaksın.

Cevabın umarsız sükût olacak…

‘Ben senin korkundan çatlayıp orta yerimden sular fışkırttım!’ diyen bir kaya kadar bile kıymete haiz olmayacak sözlerin…

Çünkü........

© Pusula Gazetesi


Get it on Google Play