menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

‘Terörsüz’ Türkiye’nin Bekası

21 1
18.04.2025

19 Mart hamlesi bizzat siyasi rejimin bir beka meselesi olmaya başladığını, bildik bir beka meselesini geride bırakmaya hazırlanan Türkiye’nin yeni ve daha büyük bir beka meselesiyle baş başa kaldığını gösteriyor.

Daha ziyade çok partili sisteme geçişle beraber siyaset sahnesine çıkan kalabalıkları rayda tutmak üzere manipüle edilip köpürtüldüyse de, beka kaygısı, ülke, devlet parçalanacak korkusu memlekette yok yere bunca güçlü olmadı. Kuvvetli tarihsel kaynakları, anlaşılır güncel sebepleri oldu memleketi kuşatan beka kaygısının. Varisi olunan Osmanlı Devleti’nin son 100-150 senesinde, bilhassa da 1877-1922 arasında olanlar, olanların bilgisi, hatırlananlar ve aktarılanlar, ülkenin bekasından endişe etmeyi norm kıldı. Olanlar niye oldu, Osmanlı Devleti’nin herhangi bir formda devam etmesi olanaksız olduğundan mı, devlet ve tebaa arasında yeni bir sözleşme yapmakta gecikildiği için mi, ‘emperyalistler hain emellerini’ icra ettiklerinden mi, bizden olanlar bize sadakatten sıyrıldıklarından mı, bir çırpıda cevap vermek zor. Ancak, sebebi her ne olursa olsun, Cumhuriyet’i önceleyen 100-150 senede, bilhassa 1877-1922 arasında olanlar kalabalıkları ilerde olabilecekler hakkında kaygılı ve tetikte kılmaya yetti. Kaldı ki, geçmişte olanlar hepten geçmişte de kalmamıştı. 1877-1922 arasında olanların önemli bir kısmının arkasında olduğuna inanılan Rusya 1960’larla beraber Türkiye dahil dünyanın her yerinde kalabalıkları cezbedip radikalleştiren komünizm fikrinin ev sahibi olmuş, 1923’ten önce ikna, 1923’ten sonra da tedip edilerek devletin yanında hiza aldırılan Kürtler de 1960’larla beraber hizadan çıkmıştı. Hülasa, devletlularca manipüle edilip büyütülse de, kalabalıkların geride kalan 60-70 sene boyunca ülkenin ve devletin bekasından endişe etmeleri için gerek tarihsel gerek güncel ‘gerçek’ sebepleri hep oldu. Komünistler ya da Kürtler, komünizm ya da bölücülük ayrı ayrı ya da birlikte şeylerin seyrini değiştirebilir, bu da devleti ve ülkeyi zaafa uğratabilirdi.

Tarihsel sebepler kataloğuna dahil olup beka kaygısını eskisi kadar olmasa da canlı tutmaya devam edebilirler etmesine, lakin güncel sebeplerin her ikisi de geçmişe uğurlanmak üzere. Daha doğrusu, güncel sebeplerin ikincisi de ilki gibi geçmişteki yerini almaya, hiç olmazsa form değiştirmeye hazırlanıyor. Malum SSCB’nin çökmesinin üzerinden bir zaman geçtikten sonra komünizm fikrinin cazibesi azaldı ve kalabalıkların komünizm fikri etrafında hareketlenerek şeylerin seyrini kökten değiştirme eğilimi güçten düştü. Buna uyarlı olarak, komünizm fikri ve komünistler beka meseleleri kataloğundan ve beka kaygısının kaynakları arasında olmaktan çıktı. 1 Ekim........

© Perspektif