Jül Vern Seyahat Acentesi: Nellie Bly, Süveyş Kanalını geçiyor
Nellie, bu sabah her zamankinden daha erken kalktı. Not defterine “meşhur Süveyş Kanalı’nı göreceğim için heyecanlıyım” cümlesini yazdı. Açılışından 20 yıl kadar sonra kanal neden hâlâ “meşhur”du? Bu “ün” ya da “önem” nereden geliyordu? Kanal’ın ekonomik, ticari, siyasi, askeri anlamda yeryüzünün dengelerini değiştirdiği söyleniyordu. Doğruydu. Sömürüyü hızlandırdığı da doğruydu. Lakin, o günlerde yaşayan ve yeni güzergâhı iş ya da başka nedenlerle kullanan biri olsaydım, “iyi oldu, yol kısaldı, vakit kazandım, navlun giderlerim azaldı…” gibi cümleler kurabilen biri de olabilirdim. Birileri üstüme gelir beni bencillik ile eleştirirse, “çoluk çocuğum, bir ailem var, onları düşünmeliyim” derdim.
Nellie güverteye çıktığında, iki tarafı yüksek kum setleriyle çevrili devasa bir hendeğe benzeyen bir yerden salyongoz hızıyla geçtiklerini gördü. Sabahın erken saati olmasına rağmen güneş yakıyordu. Yolculuk esnasında tanıştığı, hayatı boyunca hep seyahat etmiş olan bir beyefendi, kanalın tarihini anlatmaya başladı: İnşaatın 1859 yılında başladığı, on yıl sürdüğü, 100.000 kadar insanın inşaa sırasında can verdiği…
Beyefendinin dilinde bir an için olsa da kanal hakikatinin bir parçası, çalışanlara dair olan kısmı beliriyordu. Böylece işçiler kanal şirketine karşı, tek bacağı aksak oyuncular ile oynadıkları eşitsiz maçta, topyekün ölerek bir gol atmayı başarıyorlardı.
Yeni bir editoryal birim notu bu kez kendi başına geldi. “Süveyş Kanalı tekrarlarınız çok fazla. Takıntı hissi yaratıyorlar. “
Editoryal birim acaba daha önce bir sansür heyetinde mi çalışmıştı diye düşündüm. Bu bakışla Ravel’in Bolero’sunu da kırpıp kuşa çevirmek........
© P24
visit website