Jül Vern Seyahat Acentesi (6): Verne ailesi ve Nellie
Nellie Bly, Bay Verne’e Amerika’da bulunup bulunmadığını sordu. “Evet, bir kez,” diye cevapladı Bay Verne, “Sadece birkaç günlüğüne, o süre zarfında Niagara’yı gördüm. Her zaman tekrar görmeyi arzulamışımdır ama sağlığım uzun yolculuklar yapmama engel oluyor. Amerika’da olup biten her şeyden haberdar olmaya çalışıyorum ve kitaplarımı okuyan Amerikalılardan her yıl aldığım yüzlerce mektubu çok takdir ediyorum. Kaliforniya’dan bana yıllardır mektup yazan bir adam var. Ailesi, evi ve ülkesiyle ilgili tüm haberleri sanki bir arkadaşıymışım gibi yazıyor ama hiç tanışmadık. Beni Amerika’ya misafiri olarak çağırdı. New York, San Francisco… Amerikayı görmeyi gerçekten isterim.”
Zamanda gezip tozabilen karakter, bir hayalet gibi geçti ve Charles Dickens’ın Amerika eleştirilerini içeren Martin Chuzzlewit adlı romanından birkaç satırlık bir notu kimse farketmeden bir kenara bıraktı. Roman büyük bir aile içinde mirastan pay kapmak uğruna dönen entrikaları anlatıyordu. Çıkar çatışmaları sonucu insan ilişkilerinin ne kadar çirkinleştiğinden, aile içi gerilimlerin ne boyutlara ulaştığından sözediyordu. Amerika seyahatinin yer aldığı bölümlerde, Amerikan yaşam tarzı, gelenekleri ve siyasi düşüncesi nükteli bir üslupla eleştiriliyordu.
Nellie Bly, Seksen Günde Devriâlem roman fikrinin nasıl oluştuğunu sordu.
“Fikri bir gazeteden aldım,” diye cevapladı Bay Verne, “Bir sabah Le Siécle’in bir nüshasını elime aldım ve içinde dünyanın etrafının seksen günde dolaşılabileceğini gösteren bir tartışma ve bazı hesaplamalar buldum. Bu fikir beni memnun etti ve üzerinde düşünürken, meridyenler arasındaki farkın hesaba katılmadığını farkettim ve böyle bir şeyin bir romanda nasıl bir son olacağını düşündüm ve yazmak için çalışmaya başladım.”
Bay Verne, Nellie Bly’a seyahat planını sordu. “Calais, Brindisi, Port Said, İsmailiye, Süveyş, Aden, Kolombo, Penang, Singapur, Hong Kong, Yokohama, San Francisco ve tekrar New York.” diye cevapladı Bly.
“Neden kahramanım Phileas Fogg’un yaptığı gibi Bombay’a gitmiyorsunuz?” diye sordu Bay Verne.
“Çünkü zaman kazanmaya genç bir duldan daha çok önem veriyorum” diye yanıtladı Bly.
“Dönmeden önce genç bir dulu kurtarabilirsin,” dedi Bay Verne gülümseyerek.
Dul kadının kurtarılması hikâyesi 80 Günde Devriâlem yolculuğunun Hindistan bölümünde gerçekleşen bir olaydı. Bay Fogg ve Jean Pass, hem Süveyş-Bombay gemisinde hem de Bombay-Kalküta treninde birlikte yolculuk yaptıkları Tuğgeneral Sir Francis Cromarty ile birlikte, ormandan geçerken bir Raca’nın cenaze alayına denk geliyorlardı. Kalabalığın arasında güçlükle ayakta duran ve Brahmanlarca sürüklenenen genç bir kadın görürler. “Bir Avrupalı gibi beyaz ve genç bir kadındı bu.” Tuğgeneral Cromarty, dul kadının kocası ile birlikte yakılacağını, bunun gelenek olduğunu söyler. Bay Fogg kadını........
© P24
visit website