CHP, önemli eleştiriler ve AB standartları
CHP konusuna gelmeden önce Türkiye-AB ilişkilerinde çok yaşamsal gördüğüm, üzerinde senelerdir durduğumuz bir konuyu bir kez daha özetleyeceğim.
Malum, 2004 senesinde Türkiye’nin tam üyelik sürecinin yeniden canlandırılması kararı Kopenhag kriterleri yeterince yerine getirildiği için çıktı ve 2005 senesinde de müzakereler açıldı.
32 müzakere dosyası var, bu dosyaların gereklerinin yerine getirilmesi Türkiye’nin Tanzimat’tan günümüze içinde dönüp durduğu kısır döngüleri kırmak için olağanüstü bir şanstı ama maalesef ağırlıklı olarak Erdoğan’ın “Kopenhag kriterleri yerine Ankara kriterlerini koyar yolumuza devam ederiz” büyük yanlışından sonra bu büyük şansı kaybettik ve bir daha tekrar bu şansı yakalayabilir miyiz, emin değilim.
Söz konusu 32 dosyanın bir bölümünün müzakereye açılmasının önünde siyasi kriterler var, bu siyasi kriterleri de yerine getirmek için ciddi bir çaba göstermedik ama önünde açılmaları için siyasi kriter bulunmayan müzakere dosyaları da var ve bunlardan üç tanesi Türkiye’nin içine düştüğü bataklıktan kurtulması için hayati, 5 numaralı kamu alımları müzakere dosyası, 8 numaralı rekabet politikası müzakere dosyası ve 19 numaralı sosyal politika ve istihdam müzakere dosyası, ben de bugünkü yazıda bu üç dosyadan ikisi, 5 numaralı Kamu Alımları dosyası ve 19 numaralı Sosyal Politikalar ve İstihdam dosyası üzerinde duracağım ve bu iki dosyayı gündeme getirmemin temel nedeni ana muhalefet partisi CHP.
Bu iki dosya yaşamsal dosyalar çünkü 5 numaralı kamu alımları müzakere dosyasının gereklerinin yerine getirilmemesi yani önünde siyasi kriter yokken bile Türkiye tarafından müzakereye açılmaması Türkiye’yi kamu alımları rezaletleri üzerinden büyük bir yolsuzluk ülkesi haline getirdi.
Bu söyleyeceğim bir ölçüde spekülatif bir değerlendirme, ispat etme olanağım yok doğal olarak ama Erdoğan’ın “Kopenhag kriterleri yerine Ankara kriterlerini koyar yolumuza devam ederiz” büyük yanlışının altında muhtemelen bu ihale rantlarından vazgeçmeme güdüsü yatıyor; Erdoğan’ın büyük yanlışı dedim ama bu karar bizim, vatandaşlar için, vergi mükellefleri için büyük bir yanlış ama Erdoğan, yakın çevresi ve o ünlü taahhüt firmaları için büyük yanlış mı emin değilim.
19 numaralı müzakere dosyası olan “Sosyal politikalar ve istihdam” müzakere dosyası da bizim engellemelerimiz nedeniyle müzakereye açılmadı, gerekleri yerine getirilmedi ama bu kararın (!!!) sonucunda Türkiye’de iş kazaları denen cinayet benzeri olaylarda günde 6 vatandaşımız ölüyor, bunların da bir bölümü çocuk........
© P24
visit website