Anayasa koyucu abesle mi iştigal etmiş?
Eski hukukçuların kullandıkları önemli bir ifadedir “Anayasa koyucu abesle iştigal etmez” ifadesi.
Yeni bir anayasa konusu açıldığından beri Anayasanın ilk dört maddesi, Kürt meselesi ise ne zaman gündeme gelse Anayasanın 66. maddesi hemen masaya geliyor.
Ben de bu konulara yukarıda sunduğum, eski hukukçuların çok kullandıkları “Anayasa koyucu abesle iştigal etmez” ifadesi üzerinden yaklaşmak istiyorum.
Anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen birinci maddesi şöyle: “Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir”; çok net, muhtemelen de üzerinden çok geniş mutabakatın olduğu bir madde.
Ancak, anayasa yazımı ciddi bir iştir, kavramlar rastgele kullanılmaz, anayasa koyucu da abesle iştigal etmez.
Bu maddenin hemen arkasından, Kürt meselesi gündemde ya, açıyoruz Anayasanın 66. Maddesini ve başlangıcını okuyoruz.
Maddenin yazımı şöyle başlıyor: “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.”
“Anayasa koyucu abesle iştigal etmez” ifadesini ciddiye aldığım için içime bir merak kurdu düşüyor bu 66. Maddeyi okuduğum zaman, neden Anayasanın değiştirilemez birinci maddesinde “Türkiye Devleti” ifadesi kullanılmış iken 66. Maddede neden “Türk Devleti” ifadesi tercih edilmiş acaba?
Anayasa yazımı bu kadar gayriciddi bir iş midir ki, bir yerde “Türkiye Devleti”, bir yerde “Türk Devleti” ifadesi kullanılmış?
İşin ilginç tarafı da 1961 Anayasasında da aynı tuhaflık var, birinci maddedeki “Türkiye Devleti” ifadesi 54. Maddede (1961 Anayasasında vatandaşlık Madde 54’de düzenlenmiş) “Türk Devletine” dönüşmüş.
1961 ve 1982 Anayasalarının koyucuları birinci maddede daha hukuki bir tabiri tercih ederken acaba neden vatandaşlık........
© P24
visit website