menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

CUMHURİYETİ KURANLARA; HER GÜN HER SAAT TEŞEKKÜR ETMELİYİZ

11 0
06.08.2024

Evet Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran; Osmanlı Devleti’nin her türlü mirasına ve emanetine sahip çıkan yüce insanlara her gün, her saat teşekkür etmeliyiz. Neden derseniz işte bunun nedenleri.

Cumhuriyet yedi büyük savaşın ardından kurulmuştur. 1856 Kırım, 1877 Osmanlı Rus, 1892 Yunan, 1911 Trablus,1912 Balkan, 1914-18 Birinci Dünya Savaşı nihayet, 1920-22 Kurtuluş Savaşı. Bu savaşlardan yalnız sonuncusu zaferle bitmiştir. Ama bu zafer vatandaştan yalnız canını ve kanını istememiştir. Vatandaştan atını, arabasını, çorabını, kağnısını, keten bezini, pencere demirini alarak bu savaş kazanılmıştır. Birinci Dünya Savaşı'na niçin girdiğimiz bugün bile bilmiyoruz.

Savaş yılları Osmanlı İmparatorluğu’nun ekonomisini tümden harap etmiş, ekin tarlada çürümüş; toprak tohumsuz, evler erkeksiz kalmıştır. Kağnıya ve sabana koşulacak hayvan, çiftin sapına yapışacak erkek yokluğunda çifte, hayvan yerine kadınlar koşulmuştur. Bu çöküşün en gerçekçi destanını, Şarkışlalı Serdari yazmıştır:

" Benim bu gidişe aklım ermiyor. Fukara halini kimse sormuyor. Padişah sikkesi selam vermiyor. Kefensiz kalacak ölümüz bizim…"

Türkiye Cumhuriyeti’nin talihsizliği çökmüş bir ekonomi ve harabeye dönmüş bir memleket üzerine kurulmasıdır. Büyüklüğü de bundandır. 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan ayrılan bandırma vapuru bu çöküşü tersine çevirecek bir umudu taşıyordu. Bu umudun adı Mustafa Kemal Paşa’dır. Üçüncü Ordu Müfettişliği’ne tayin edilen Mustafa Kemal Paşa İstanbul’dan ayrılıyordu. Yanında 12 kişiden oluşan Erkan-ı Harbiye’sinden başka kimse yoktu. Karadeniz’in azgın dalgaları ile sarsılan Bandırma vapurunda Mustafa Kemal Paşa arkadaşlarına şunları söylüyordu:

“Bunlar işte böyle yalnız demire, çeliğe, silah kuvvetine dayanırlar. Bildikleri şey yalnız maddedir! Bunlar hürriyet uğruna ölmeye karar verenlerin kuvvetini anlayamazlar. Biz, Anadolu’ya ne silah ne cephane götürüyoruz; biz ideal ve iman götürüyoruz!”

Bandırma vapuru ile bu küçük grup 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkınca bir şarkı söylüyorlardı:

“Güneş ufuktan şimdi doğar yürüyelim arkadaşlar…” O tarihlerde, ufuktan güneşin doğacağını dair hiçbir işaret yoktur. Tersine memleket bir zifiri karanlıktır. Adana Fransızlar, Urfa, Maraş, Antep İngilizler tarafından işgal edilmiş, başkent İstanbul İtilaf Devletleri’nin işgalinde, Antalya ve Konya’da İtalyan birlikleri bulunuyor. Merzifon ve Samsun’da........

© Önce Vatan


Get it on Google Play