menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Batı ne yapmak istiyor dünya nereye gidiyor: Ekonomiye bakın anlarsınız

11 9
29.09.2024

Oysa sorun kapitalizmin devresel politikalarından sadece biri olan neoliberal küreselleşmenin sona ermesi ve yeni bir döneme geçişle ilgili. Kısacası dünya siyaseti son yüzyıllarda hep olduğu gibi yine ekonomi etrafında dönüyor.

Öncelikle şunu kaydetmek gerekiyor. Neoliberal küreselcilik yani sermayenin, ürünlerin ve işgücünün asgari engelle tüm dünyada serbest dolaşımı Sovyet blokunun çökmesiyle başladı. O andan itibaren dünyada görüntüde de olsa kapitalizme alternatif herhangi bir reel sistem kalmadı. Çin ve Rusya dâhil tüm dünya kapitalist oldu. Konuya bu açıdan baktığımızda “Doğu” ve “Batı” kavramları eski anlamlarını yitirdiler. Doğunun önemli ülkeleri dünyadaki sistem muhalifi kesimlerin umudu olmaktan çıktılar. Onlar da aynı kapitalist sistemin savunucuları olarak dünya hegemonyası politikaları izliyorlar, başka bir deyişle emperyalizm açısından Batı’dan farksız hale geldiler.

SON 30 YILLIK DÖNEM

Küresel yayılma kapitalizmin genel bir kuralı olan zaman içinde kâr marjlarının azalmasına karşı bulunan palyatif ama iyi bir çare oldu. Aynı zamanda kapitalistlere ucuz işgücü kullanma olanağını sağladı. Piyasayı korkunç genişletti ve dev bir sermaye birikimi oluşturdu. Bu gelişmeler70’lerdeki petrol kriziyle de körüklenen Batı’daki sosyal bunalımların, işçi ve gençlik mücadelelerinin geride kalmasına yol açtı. Birilerinin o dönemde de “yakında” çökeceğinden söz ettikleri Batı ekonomisi sıkıntılarını neoliberal küreselcilik ile aştı.

2010-11’e kadar süren dönemde dünyada bir ekonomik patlama oldu. Özellikle geri kalmış ülkelere bol miktarda sermaye akışı sağlandı. Yeni finansman teknikleriyle yollar, köprüler, binalar yapıldı. Alışveriş merkezleri inşa edildi. Çin ve Güney Kore gibi sanayileşmeye yatkın ülkeler büyük gelişmeler kaydettiler. Birçok yerde ise yüzeysel bir kalkınma yaşandı ancak tüm bu ülkelerde yeni bir orta sınıf doğdu. Yaşam standartları yükseldi. İnsanlar tüketim ürünlerine daha rahat ulaşabildiler.

2008 ekonomik kriziyle birlikte ise sistem gereği Batı’da yeniden ekonomik sıkıntılar başladı. Sermayenin ve sanayinin göç etmesi gelişmekte olan ülkelerin aksine gelişmiş ülkelerdeki orta sınıfa zarar verdi. Neoliberal küreselcilik tek tek ülkeler çerçevesinde eşitsizlikleri arttırdı. Dünya genelinde ise gelişmiş Batıyla dünyanın diğer ülkeleri arasındaki fark azaldı.

Batı sermayesinin yayılması zaman içinde başta Çin olmak üzere onunla rekabet eden ve onun üstünlüğüne karşı bir tehdit oluşturan ekonomileri ortaya çıkardı. Bu da sonuçta adım adım küreselciliğin terk edilmesini ve aşamalar halinde koruma duvarları çekilmesini getirdi.

Batı’nın neoliberal küreselci politikalardan vazgeçmesinde elbette bu ülkelerdeki çalışan sınıfların fabrikaların başka ülkelere taşınmasına karşı duydukları hoşnutsuzluk da rol oynadı. Buna paralel olarak geri kalmış coğrafyalardan milyonlarca göçmenin geldiğini gören Batılı toplumlar ülkelerinin giderek birer üçüncü dünya ülkesine dönüşeceği korkusuyla radikal ve uç partilere yönelmeye başladılar. Bu şekilde Batı’da ekonomik sorunlara ek olarak siyasal istikrarsızlık da belirmiş oldu.

Bu yeni durumun aşamaları 2008-2009 finans krizi, Kovid salgını ve Ukrayna savaşı idi. Son iki gelişme özellikle Batı’nın tedarik zincirini ve enerji hatlarını tehdit etmeleri bakımından alarm zillerini çaldırdı.

Bugün yükselen gümrük duvarlarının ve diğer ekonomik önlemlerin yanısıra alınan birçok politik karar Batı’nın kendisiyle dünya arasında yeni bir denge kurma amacını ortaya koymakta. Burada tedarik zincirlerini........

© OdaTV


Get it on Google Play