Öylesine
Yıllar önce, Anadol arabaların pek revaçta olduğu yıllarda bu arabalarda birbirine orta göbekten bindirdim; ikimiz de arabalarımızdan indik, Anadol’un şoförü bana çok kızdı. Ben de ona kızdım ama o birazcık daha haklıydı. Belki iş polise yansımadan kendisini ikna ederim umuduyla fazla bir hasarı olmadığını, anlaşabileceğimizi söylerken ayağımın altına gelmiş olan mukavva parçası gibi bir şeyi ayağımla iteklerken, “Bu da nereden gelmişse buraya” diye söylendim. Adam, “Hanımefendi ayağınızla iteklediğiniz benim arabamın kapısının parçası” demez mi?
Ev işi yapmayı genel olarak pek sevmem ama bazılarından nefret ederim. Bulaşık yıkarım, çamaşır yıkarım ama sökük, düğme falan dikmeyeyim. Hele maydanoz asla ayıklatmayın. Ütüyü de sevmem, çok titizlenirim; ben titizlendikçe yeni bir yeri ütülerken ütülemiş olduğum yer buruşur, tekrar ütülerken bu kez de başka ütülü yerler kırışır. Oysa beni mutfağa sokun, hele de bir yardımcım varsa hani bulaşığı halledecek, sebze soyacak, yıkayacak falan neler döktürürüm neler. Özellikle pasta, börek çörek, mezelikler; yapmaya doyamam. İlk yazılarımı bilen okurlarım yemek tariflerimi belki anımsıyorlardır.
Yeni evliyiz eşimin gömlek düğmesi kopmuş. Ben işe gitmek için hazırlanırken baktım oturmuş düğme dikiyor.........
© ngazete
visit website